İhtiyati haciz talep edilirken bankacılık hizmetleri sözleşmesi, kredi kartı sözleşmesi, hesap ekstreleri, hesap kat ihtarı ibraz edildiğinden mahkemece yaklaşık ispatın gerçekleştiği; ihtiyati haciz isteminin kabulü gerektiği-
Faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada, davaya konu fatura, irsaliyeli fatura olup teslim alan şahsın davalı çalışanı olduğu da anlaşıldığından, davalı tarafından faturaya konu malla ilgili vergi dairesine BA formunda bildirimde bulunulduğundan ve davalının bunu daha sonra kayıtlardan çıkarmasının önemi bulunmadığından faturaya konu malların davalı tarafından teslim alındığının kabulü gerektiği-
TTK hükümleri bakımından zamanaşımına uğramış olan bono senet borçlusu ile senet alacaklısı arasındaki borç ilişkisinin varlığının ispatı bakımından yazılı delil başlangıcı olduğundan, söz konusu borç ilişkisi tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabileceği-
Mahkemece bozmaya uyulmuş olmakla davacının sattığı kumaşların ayıplı olduğu ve davalının bu ayıbı süresi içinde usule uygun şekilde ihbar ettiği vakası yönünden davalı bakımından kazanılmış hak doğduğu- Mahkemece bu kazanılmış hak olgusu gözden kaçırılarak "davalının davacıya usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığının" kabul edilmesinin hatalı olduğu- Davacının davalıya sattığı kumaşların ayıplı olduğu ve ihbarın süresinde yapıldığı hususu artık kesinleştiğinden davacının ayıplı kumaş bedelini davalıdan talep edemeyeceği- Davacının davalıdan talep edebileceği bir alacağı olmayınca davalının da karşı davası olmayıp takas mahsup talebi olması karşısında artık davalının zararının hesaplanmasının bu dosyanın sonucuna etkisi kalmadığı-
İtirazın iptali kararı ile birlikte itirazla duran takibe devam edilebileceği, takibin devamı için ayrıca icra emri gönderilmesine gerek yoksa da, itirazın iptali kararında ilk defa hükme bağlanan alacakların tahsili için ilamlı icra takiplerinde çıkarılması gereken örnek 4-5 icra emrinin borçluya gönderilmesi gerektiği-
Mal satışından kaynaklanan alacağın tahsilini amaçlayan icra takibine itirazın iptali davasında, takip tarihi itibariyle davacının temlik ettiği miktardan fazla bir alacağı olmadığı, bu hususun karar yerinde değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Banka kredisinin ödenmemesinden kaynaklanan alacak muayyen(likit) olduğundan, bu alacağın hesaplanması için bilirkişiye başvurulması alacağın bu vasfını değiştirmeyeceğinden, davalılar aleyhine icra inkar tazminatınına hükmedilmesi gerektiği-
Konut sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemi- Sigortalı konutun malikiyle dairede kiracı olarak oturan davalı arasındaki temel hukuki ilişki kira ilişkisine dayandığından, sigortacı tarafından halefiyet yoluyla açılan (sigortalı dairede termosifon patlaması nedeniyle meydana gelen zararı sigortalı malike ödenmiş olan sigortacı tarafından açılan rücun tazminat davasının) davanın da sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Bilirkişi raporunda davacının davalıya verdiği kredi kartının bireysel kredi kartı olduğu, bu nedenle davalının şahsına ait ticari işletmenin davadışı şirketle birleşmesinin bu bireysel kredi kartından doğan borcunu etkilemeyeceği açık olup, ayrıca bu kredi kartının davalının ticari işletmesinde kullanıldığı kabul edilse dahi davalının şahsi sorumluluğunun TBK'nun 202. maddesi kapsamında devam edeceği- İcra İflas Kanunu'nun 179/b maddesi iflasın ertelenmesi talebinin icra takiplerine yönelik uygulamayı düzenlemiş olup iflas davası dışındaki davalar yönünden uygulanamayacağından maddenin erteleme süresi içinde takip işlemi yapılamayacağından söz ettiği, itirazın iptali davası açılmasının bir takip işlemi olmadığı ve erteleme süresi içinde iflas davası hariç dava açılabileceği veya açılmış davalara devam olunabileceği ancak bu davalar sonucunda verilen ilama bağlı olarak ilamlı icra uygulanamayacağı-
Davacılar vekili her ne kadar duruşmadaki beyanında davacıların 160.000TL yi bizzat değil birlikte hareket ettikleri müteahhit aracılığıyla davalıya ödendiğini belirtmişse de dosya kapsamında 137.000 TL nin bu amaçla davalı vekiline ödendiğini gösterir soyut iddialar dışında delil bulunmadığından ve bu durum ispatlanamadığından davacıların somut olarak ödedikleri miktarın 23.000TL olduğunun kabulü gerekeceği, o halde mahkemece davanın kısmen kabulü ile 23.000TL üzerinden takibin devamına fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekeceği-