Açılan itirazın iptali davası sonucunda verilen gerekçeli karar başlığında, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı gösterilmemesinin de önemli bir usul hatası olduğu-
İtirazın iptali davalarında icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazların da öncelikle incelenmesi gerektiği- Başlangıçta icra takibini yetkisiz icra dairesinde başlatan davasının daha sonra davalının yetki itirazı üzerine takibini 5521 s. K. mad. 5'de öngörülen ve işçi lehine konulan yetki kuralı kapsamında işin yapıldığı yerin bağlı olduğu ve bu nedenle yetkili olan icra dairelerine naklettiği, yetkili icra dairesince davalıya yeni ödeme emri gönderildiği anlaşıldığından, mahkemece itirazın iptali davasının esası hakkında karar verilmesi gerektiği- "İcra takibinde icra dairesinin yetkisine ilişkin itiraz hakkında karar verilmeden icra dosyasının yetkili icra dairelerine gönderilmesinin mümkün bulunmadığı, icra dairelerinin yetkisinin kamu düzeninden olmadığı, bu nedenle davacının davalı derneğin yetki itirazını kabul etmesi hâlinde, icra dosyasının ancak yetkili gösterilen icra dairelerine gönderilmesini talep edebileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Hakimin mühür ve imza atarak yazdığı yazı derdestliğe ilişkin olup alt tarafta el yazısı ile yazılan yazı ise kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı hakların devrine ilişkindir ve her iki yazının altındaki tarihler birbirinden farklı olduğundan, davalı yana ait olduğu iddia edilen imzanın davalıya ait olduğu ve hakim huzurunda atıldığının sabit olmadığı ve bu durumda mahkemece, öncelikle davalının tatbike elverişli imzaları toplanmalı, ardından mahkeme huzurunda imza ve yazı örneklerinin alınması, ardından ilgili yazı ya da imzanın davalıya ait olup olmadığına dair bilirkişi incelemesi yaptırılarak ortaya çıkan sonuç çerçevesinde bir değerlendirme yapılıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-