Mahkemece, HMK'nın 297/2 maddesi hükmüne aykırı şekilde karşı dava hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsiz olacağı bu nedenle hükmün bozulması gerektiği-
4721 sayılı TMK. 29. maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. madde uyarınca da; doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği-
Murisin nüfus kütüklerinin oluşturulduğu miladi 1902-1903 yıllarında ölü olduğu anlaşıldığından mirasçılarının ve paylarının Feraiz ve Tevsii İntikal Kanunlarına göre belirlenmesi gerekeceği, bu durum ise hakimin hukuki bilgisi ve genel hayat tecrübelerine göre değerlendirebileceği bir konu olmayıp, konunun uzmanının incelemesini gerektiren teknik bir konu olduğu-
Mirasçılık belgesi- Boşanmaya ilişkin bir mahkeme kararı olup olmadığının nüfus müdürlüğünden sorulması ve güncel Nüfus Kayıtları getirtilerek karar verilmesi gerektiği-
Mirasçılık her türlü delille kanıtlanabileceğinden mahkemece; murisin mirasçılarının belirlenmesi için davacının delillerinin tamamının toplanması, ilgili kamu kurumlarından bu konuda gerekli araştırmaların yapılması, davacıya tanıklarını ve diğer delillerini bildirmesi için süre verilmesi ve toplanacak deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
TMK'nın 29. maddesi uyarınca bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. madde hükmüne göre de doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa bu durumun her türlü delille kanıtlanabileceği-
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu - Paydaşlığın giderilmesi davasını, paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açacağı davalar HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu; paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği - Mirası reddeden (TMK.m.605/1) mirasçı veya mirasçılar varsa, düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerekeceği -
Mirasçılık belgesi aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerden olup maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği; koşulları varsa aynı muris hakkında birden fazla mirasçılık belgesi istenebileceği; muris yahut mirasçıların ölüm tarihi belli değilse, ölümün ve ölüm tarihinin ispat edilmesi zorunlu olduğu; ölümün ve tarihinin nüfus kayıtlarından anlaşılamaması halinde her türlü delille kanıtlanmasının mümkün olduğu- Mirası ret hakkından, miras açılmadan vazgeçmenin tespiti de istenemeyeceği-
Mirasçı atanan kişi, mirasbırakanın ölümü ile tereke üzerinde doğrudan ve kendiliğinden bir ayni hak kazanacağı, miras bırakandan intikal eden ayni hakların, atanmış mirasçı adına tescili için vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasına ihtiyaç olmadığı-TMK m.598/2 gereğince atanmış mirasçıya, buna ilişkin mirasçılık belgesi verilmesi yeterli olup, bu nitelikteki belge ile ayni hakların bu kişi adına tapuda (resmi senet düzenlenmeksizin tescili) mümkün olduğu-
Davacılar, hem yasal mirasçı hem de atanmış mirasçı olduğundan bu kişilerin açtığı davada, iki sıfatına göre mirasçılık belgesi verilmesi gerekirken vasiyet alacaklısı olduğuna dair belge verilmesi ile yetinilmesinin doğru görülmediği, hükmün bu nedenle bozulmasının gerektiği-