Mirasçılık belgesinin iptali halinde, hukuksal durumları etkilenebileceğinden iptali istenilen mirasçılık belgesinde hak sahibi olarak gösterilen kişilerle davadan önce ölmüş ise bunların tüm mirasçılarının davada taraf olarak gösterilmesi, yine davalılardan herhangi birinin yargılama sırasında ölümü halinde de mirasçılarına husumet yöneltilerek davanın görülmesi, hükmün de mirasçı oldukları gösterilerek mirasçılar hakkında verilmesi gerektiği-
Mirasçılık belgesinin verilmesi isteği-
Esasen Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nü bağlayacak şekilde mirasçılık belgesi verilemez ise de, mahkemece tapu iptali ve tescile yönelik dosya getirtilerek taşınmaz tapu kayıtları ve dosya içerisindeki tüm belgeler incelenmek suretiyle mirasçılık belgesi verilmesi yoluna gidilmesi gerekeceği-
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin açılan davada murise ait mirasçılık belgesinde öncelikle murisin eş ve çocukları, bulunamadığı taktirde ana baba ve ana babanının alt soyu, onların da bulunmaması halinde büyük ana ve baba ve alt soylarının belirlenip mirasçılık sıfatının ve miras paylarının hesaplanması gerektiği, o halde öncelikle nüfus kayıtlarıyla ilgili nüfus müdürlüğü ve yabancı makamlardan gerekli araştırmaların yapılması, gerektiğinde davacıya irs ilişkisinin kanıtlanmak üzere delil gösterme imkanı sağlamak suretiyle bilirkişi incelemesi de yaptırılarak mirasçılık belgesi düzenlenmesi gerektiği-
Dosya içerisindeki yetki belgesi niteliğindeki 25.02.2011 tarihli muhtıra ile mahkemece çekişme konusu taşınmaz maliklerinin veraset belgelerinin çıkartılması için Hazine temsilcisine yetki verildiği, tapu kaydının incelenmesinde 223 parsel sayılı taşınmazda 1/6 paylı malikin başkaca mirasçıları var ise de adı geçen kişinin malikin kardeşinin çocuğu olduğu anlaşıldığından adı geçen kişinin mirasçılık belgesinin değil malikin mirasçılarını gösterir veraset ilamının istendiğinin anlaşıldığı, bu itibarla mahkemece gönderilen muhtıradaki istem gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davanın, mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkin olup, mirasçılık belgesinin, aksi ispat edilinceye kadar adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturduğu; bu belgenin, muris mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahip olduğu, bu nedenlerle; mirası reddeden mirasçı veya mirasçılar varsa düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle,mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin (kime kalacağının)'da gösterilmesi gerektiği- Mirası reddedenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şeklinin kararda gösterilmesi gerektiği; mahkemece, temyize konu kararda olduğu şekilde ret durumu yokmuş gibi yasal mirasçılar ve miras payları gösterildikten ve mirası reddeden mirasçılar işaret edildikten sonra; mirası reddeden mirasçılar gözönüne alındığında yasal mirasçıların mirası ret durumu nedeniyle murisin yasal mirasçısı sıfatını kaybetmiş olduklarına işaret edilerek mirası reddedenlerin payının kime veya kimlere kalacağının gösterilmesi gerektiği-
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin açılan davada mahkemece, kapalı kaydın tedavüllerine ulaşılamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırmaların hüküm kurmaya yeterli olmadığı, nüfus kayıtlarına ulaşılamaması halinde; mahkemece, tarafların göstereceği tüm deliller toplanarak, deliller değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesinin gerektiği-
Davacı ve kardeşlerinin mirasçı olmalarına rağmen kendilerine pay verilmemesinin doğru olmadığı-
Kural olarak mirasçılık belgesi verilmesi ve iptali istemine ilişkin davaların miras bırakanın mirasçıları veya mahkemelerce yetki belgesi verilen kişiler tarafından açılabileceği-
Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürebileceği; atanmış mirasçılık belgesi verilmesi talebinin vasiyetnamenin açılması ve tenfizine dair karar veren mahkemeden talep edilme zorunluluğunun bulunmadığı-