Mirasçılık belgesinin iptali ve yeni bir mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin dava, mirasçılık belgesinde mirasçı olan davalı maliye hazinesi hasım gösterilerek açıldığından uyuşmazlığın çekişmeli yargı niteliğine büründüğünden davaya bakmaya asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Hasımsız açılması gereken çekişmesiz yargıya tabi bir davanın hasımlı olarak açılmasının mümkün olmadığı-
Mirasçılık belgesi verilmesine dair talep mirasçıların ve miras paylarının belirlenmesine yönelik tespit hükmü niteliğinde olup daha önce aynı murise dair mirasçılık belgesi verilmiş olması yeniden mirasçılık belgesi istenmesine engel teşkil etmediği-
Davacının mirasçılık belgesinin iptali istemi çekişmeli yargıya ilişkin bir husus olmayıp, daha önce noter tarafından verilen mirasçılık belgesine itiraz niteliğinde olduğu, davacının bu itirazının sulh hukuk mahkemesince değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği-
Mirastan yoksunluk kendiliğinden sonuç doğurduğundan ayrıca bir mahkeme kararı alınmasına gerek bulunmadığı, bu nedenle mirasçılık belgesinde miras paylarını gösterecek şekilde hüküm kurulması sonra da mirastan yoksunluk nedeni ile yoksun olan kişinin miras payının kime kalacağının belirtilmesi sureti ile mirasçılık belgesi verilmesi gerektiğinden görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gözetilmeden görevsizlik kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği-
Davacı, Suriye uyruklu olduğunu bildirdiğinden, 1062 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan 1966 günlü ve 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu kararındaki kısıtlamalar belirtilmek suretiyle davacının muris ile irs ilişkisini gösterecek mirasçılık belgesi verilmesi gerektiği-
Kanunlarımızda ister hasımlı isterse hasımsız olarak açılsın mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda duruşma yapılmaksızın evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verilebileceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle mahkemece duruşma yapılmaksızın karar verilemeyeceği-
HMK. mad. 382/2-c'de sulh hukuk mahkemelerinin sadece mirasçılık belgesi verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevli olduğu belirtildiğinden, mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen mirasçılık belgesinin iptali davalarının sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği- Mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğundan çekişmesiz yargı kapsamından çıkıp çekişmeli yargı mahiyetini aldığından, HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihinden sonra açılan bu dava bakımından asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu- Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan ve mahkemece davanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiğinden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği- 
Davacının " murisin mirasçısı olduğunu" ispat etmekle mükellef olmakla birlikte murisin diğer mirasçılarının varlığını ispat etmek zorunda olmadığı-