Mahkemece verilen yetki belgesine rağmen başvuru yapılmadığının tespiti halinde bu kez Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 33. maddesi doğrultusunda işlem yapılmak üzere ölen davalının ölüm kaydının nüfus kaydına işlenmesi için davacıya yetki ve süre verilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
Mirasçılık belgesinin iptali ve yeni bir mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan dava çekişmeli yargı niteliğinde olduğundan asliye hukuk mahkemesi görevli olduğu-
Mirasçılık belgesi verilmesi hususunun TMK'nun 598. maddesinde düzenlendiği, mirasçılık belgesinin, aksi ispat edilinceye kadar adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturacağı, bu belgenin; muris mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahip olduğu bu nedenlerle; mirası reddeden (TMK'nın 605/1) mirasçı veya mirasçılar varsa düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin (kime kalacağının)'da gösterilmesi gerektiği bu bakımdan; verilen mirasçılık belgesinde yasal mirasçılar ile bunların miras paylarının gösterilmesi yerinde ise de; “H.. K..'nun Buldan Sulh hukuk mahkemesinin 24/05/2010 tarih ve 2010/52 Esas, 158 sayılı Kararı ile m.... G... K...'nun mirasını kayıtsız şartsız olarak reddetmesi nedeniyle mirasın paylaşılması sırasında bu hususun göz önüne alınmasına” şeklindeki kabulün hatalı olduğu-
Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçeceğinden, davacının tek mirasçı olmadığı, mirası reddeden mirasçıların altsoylarının da mirasçı oldukları anlaşıldığından, mahkemece mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmesi doğru olup yapılan incelemede anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kabulü ile bozma ilamının kaldırılarak hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiği- 
Mirasçılık belgesi vermekle yükümlü sulh hukuk mahkemelerinin murisin ölüm tarihini, ölüm tarihi itibariyle kimi veya kimleri mirasçı bıraktığını, bunlara mirastan ne oranda pay verileceğini öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlara göre belirlemesi gerekeceği-
Dahili davalının mirasçılık belgesine göre mirasçıları davaya dahil edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece, Türk vatandaşlığını kaybeden H.D. 'nin hangi ülke vatandaşı olduğu tespit edilerek mensubu bulunduğu ülke ile murisin ölüm tarihi esas alınarak karşılıklılık mevcut olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Murisin; "ortağı" ve "temsilcisi" olduğu şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak "koyduğu sermaye hissesi oranında" doğrudan doğruya; "temsilcisi" olarak da şahsi sorumluğu olduğundan, bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin, "ortağı" ve "yasal temsilcisi" olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi değil ise murisin ölüm tarihi itibariyle tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerektiği- 
Mirasçılık belgesi verilmesine dair talep mirasçıların ve miras paylarının belirlenmesine yönelik tespit hükmü niteliğinde olup daha önce aynı murise dair mirasçılık belgesi verilmiş olmasının yeniden mirasçılık belgesi istenmesine engel olmayacağı-
Mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davalarda öncelikle nüfus kayıtlarına dayalı olarak soybağının araştırılması, nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı takdirde diğer belge ve delillerle, tanık beyanlarına göre murisin mirasçılarının tespit edilmesinin gerektiği-