Davacı vekilince; belirsiz alacak davası olarak açılan davada 40,00 TL tazminat talebinde bulunulmuş olup, davada talep edilebilecek üst sınır tazminat miktarı da belli olmadığından hakem heyetince verilen karar, talebin içeriğine ve HMK hükümlerine göre kesin olan kararlardan olmayıp itirazı kabil kararlardandır. Sigorta Tahkim Komisyonunca verilen, davacı vekilinin itiraz başvurusunun, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kesin olduğundan bahisle reddine dair karar temyizi kabil karar niteliğinde değildir.
Davacı vekilince belirsiz alacak talepli olarak 100,00 TL maddi tazminat talebinde bulunulduğu, bedel artırım dilekçesinde talebin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 14.203,34 TL' ye yükseltildiği, reddedilen talep 4.279,91 TL olmakla beraber davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı olduğu, davada talep edilecek üst sınır tazminat miktarı da belli olmadığından Uyuşmazlık Hakemince verilen karar talebin içeriğine ve HMK hükümlerine göre kesin olan kararlardan olmayıp itirazı kabil kararlardandır. Temyiz incelemesinin yapılabilmesi için yukarıda açıklanan nedenlerle Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince bir karar verilmesi gerekir.
Kıdem tazminatı ödenen dava dışı işçinin, yüklenicinin işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, davalı işveren üniversitenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşme ve eklerinde herhangi bir hüküm bulunmaması dikkate alındığında yüklenicinin kendi çalıştırdığı işçisi için ödediği bedeli ve ferilerini davalı üniversiteden talep etme imkânın bulunmadığı bu nedenle davacı şirketin kendi bünyesinde çalıştırdığı işçi için ödediği tazminatı davalı üniversiteye rücu etmesinin mümkün bulunmadığı-
Davalı sigorta şirketi tarafından Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan davacıya ait aracın hasarlanması nedeniyle tazminat talebi- KDV'nin gerçek zarar kapsamında olduğu, davalının bilirkişi raporuna itiraz etmediği, davalıya usulüne uygun başvuruda bulunulduğu gerekçesiyle davalının bu yöndeki itirazlarının reddine, davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Belirsiz nitelikte olan alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda ise davacı artık iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağına tâbi olmaksızın geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmek üzere talebini arttırabileceği- İkinci talep artırım dilekçesinin ıslah dilekçesi olduğu- Davacı sürücüsü olduğu motosiklet ile seyir halindeyken meydana gelen kazada yaralanarak malul kalmıştır. İtiraz Hakem Heyetince davacının kafa bölgesinden yaralanması nedeni ile %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasında, maddi hata düzeltim istemi yönünden yapılan değerlendirmede; davacı vekilinin maddi hata nedeniyle incelenmesini talep ettiği kararla ilgili olarak Hukuk Genel Kurulunca iddia, savunma, dosyadaki delillerin ve özellikle maddi hatanın düzeltilmesi istemli dilekçede belirtilen hususların incelenip tartışıldığı, maddi hata olduğu ileri sürülen hususun hukuki nitelendirmeye ilişkin olduğu gözetildiğinde kararda maddi hata bulunmadığı-
Belirsiz alacak veya tespit davası açıldıktan sonra, yargılamanın ilerleyen aşamalarında, karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu (örneğin, bilirkişi ya da keşif incelemesi sonrası), baştan belirsiz olan alacak belirli hâle gelmişse, davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği-Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça belirtmek sureti ile belirsiz alacak davası açmış, bilirkişi raporuyla maddi tazminat miktarının belirlenmesi üzerine  dava ile talep ettiği tazminat miktarını arttırmış olduğundan davacının belirsiz alacak davası açtığının kabulü gerektiği- "Dava konusu olayda değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı, maddi tazminatın, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin talep hakları saklı tutularak kısmi dava olarak talep edildiği, zamanaşımı süresi dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat yönünden dava tarihinde kesilerek, bakiye alacak miktarı yönünden işlemeye devam edeceği" şeklindeki Özel Daire Bozma kararının hatalı olduğu-
Haksız eylemin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan 765 sayılı Kanun'un 459 uncu maddesinde öngörülen suça ilişkin cezanın üst sınırı dikkate alındığında, aynı Kanun'un 102/4 üncü maddesi uyarınca uzamış ceza zamanaşımı süresi beş yıl olduğu- Haksız eylemin gerçekleştiği 07.02.2004 tarihi gözetildiğinde, beş yıllık uzamış zamanaşımı süresinin 07.02.2009 tarihinde dolduğu; eldeki davada ise, maddi tazminata ilişkin ıslahın 17.10.2012 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından davalı yasal süresinde zamanaşımı def’ini ileri sürdüğüne göre, ıslaha konu tazminat miktarının zamanaşımına uğradığı-
Davacı vekilinin bedel artırım dilekçesinin Tebligat Kanunu’na uygun olarak davalı vekiline tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği; aksinin adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkının ihlali ile bozma sebebi olduğu-
Islah edilen kısım için davalı Belediye Başkanlığının zamanaşımı savunmasının kabulüne karar verilmesinin gerekip gerekmediği-