Tasarrufun iptali davası sonucunda verilmiş olan ilamların (ve bu ilamda yer alan vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin bölümlerin) kesinleşmeden takip konusu yapılabileceği–
Takip konusu borcun tamamen ödenmiş olması halinde, mahkemece "davanın konusuz kalmış olması" nedeniyle reddedilirken, davanın açılmasına neden olan davalının vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekeceği–
Davasını avukatı aracılığıyla takip etmiş ve davası kabul edilmiş davacı lehine avukatlık ücreti takdir edilmesi gerekeceği–
6183 sayılı kanun uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında takip konusu alacağın miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değerinden hangisi az ise onun üzerinden nisbi karar ve ilam harcı alınacağı–
"Dava şartı"nın gerçekleşmemiş olması nedeniyle (örneğin"hak düşürücü süre", "husumet", "kesinleşmiş geçerli bir icra takibi bulunmaması", "davacının davalı borçluda bir alacağı bulunmaması", "borcun, tasarruftan önce doğmuş olması", "aciz belgesi bulunmaması" vb. nedenlerle) iptâl davasının reddedilmesi halinde -Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/II. maddesi uyarınca- davalı lehine "maktu" vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği–
Bir davada öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapıp, uygulanacak yasa maddesini bularak uygulamanın hakimin görevi olduğu (HUMK. 76, şimdi; HMK. 33), dava dilekçesinde açıkca "tasarrufun iptalinden söz edilmemiş olmasına rağmen, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dayanılan maddi vakıalar karşısında, davacının isteminin içinde, İİK. 277 vd. göre karar verilmesinin amaçlandığı durumlarda, açılan davanın tasarrufun iptali davası olduğu sonucuna varılması gerekeceği–
İİK.nun 278 vd. maddelerinde iptâl edilebilecek bütün tasarrufların sınırlı olarak sayılmamış olduğu, kanunda iptâle tabi bazı tasarruflar içinde genel bir tanımlama yapılarak hangi tasarrufların iptâle tabi olduğu hususunun tayin ve takdirinin hakime bırakılmış olduğu–
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında yerel mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtayca da -1.6.1990 T. ve 3/4 s. İçt. Bir. K. uyarınca- bu yolda karar -yani, "red kararı"- verilebileceği–
İİK. 277 vd.'na göre tasarrufun iptali istenebilmesi için, borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerektiği-
Gerekçesiz hüküm kurulamayacağı (HUMK. 388, şimdi; HMK. 297, Anayasa 141); ayrıntılı gerekçe göstermeden sadece "dava şartları oluşmadığı"ndan bahsedilerek hüküm kurulamayacağı–