Tasarrufun iptali davasının sabit olması halinde mahkemece "iptal ve tesçil kararı" değil "davacının alacaklı olduğu ........ dosyasından doğan alacağını alabilmesi için, takip tutarı ile sınırlı olmak üzere (yani; takip konusu alacak ve fer'ile ile sınırlı olarak) dava konusu taşınmazın haciz ve satışı yetkisinin davacıya verilmesine" şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
Tasarrufun iptali davalarında davalılar arasında "zorunlu dava arkadaşlığı" bulunduğu, zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini hep birlikte yapmak zorunda olduklarından, ilk itirazlardan olan "yetki itirazı"nın da davalılarca birlikte ileri sürülmesi gerekeceği, yalnız bir veya birkaç davalı yanca ileri sürülen yetki itirazının sonuç doğurmayacağı-
Davada ileri sürülen maddi olgu ve bulgulara uyan maddeleri açılıp uygulamak ve hukuki nitelendirmeyi yapmak, HUMK. 76 (şimdi; HMK. 33) uyarınca hakimin doğrudan görevi olduğundan, İİK. 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal nedenlerinin her davada ayrı ayrı değerlendirilerek iptal davasının sonuçlandırılması gerekeceği–
Davalı tarafa (ve davacı tarafa) duruşma günü tebliğ edilmeden yokluğunda yargılama yapılıp karar verilemeyeceği (HUMK. 73, şimdi; HMK. 27)–
Faktoring sözleşmesinden kaynaklanan borcun, çekin keşide tarihinde değil, faktoring sözleşmesinin imzalandığı tarihte doğmuş sayılacağı-
Tasarrufun iptali davalarında "borçlu" ve "borçlu ile hukuki işlemde bulunan üçüncü kişi"ler arasında, kanundan doğan bir "zorunlu dava arkadaşlığı" bulunduğu–
"Taraf teşkili" kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece kendiliğinden gözetileceğinden, aralarında "zorunlu dava arkadaşlığı" bulunan "borçlu" ya da "üçüncü kişi"nin açılan davada davalı olarak gösterilmemiş olması halinde, bu kişiye usulüne göre dava dilekçesi tebliğ edilip, kendisine savunma olanağı tanınmadan tasarrufun iptali davasının sonuçlandırılamayacağı–
Borçlu tarafından, kendisine borcu bulunan üçüncü kişilerdeki alacakları hakkında -kendisinden alacaklı olan- bir alacaklısına yaptığı temlik işlemi hakkında açılan tasarrufun iptâli davası sonucunda davayı kabul eden mahkemece "temlik alacaklısının tahsil ettiği alacağı davacıya ödemesi için kendisine muhtıra gönderilmesi, tahsil edilmeyen alacaklar yönünden de, davacıya, "üçüncü kişilere karşı cebri icra yetkisi tanınması" gerekeceği–
Davalı borçlu ile damadı üçüncü kişi arasındaki dokuz adet taşınmaz satışı ve sonrasında üçüncü kişinin muvazaalı borç senedi ile hakkında icra takibi yaptırarak taşınmazlara haciz konulmasına ilişkin tasarrufların iptalinin talep edilebileceği- İİK 282 gereğince, davacı vekiline muvazaalı senet alacaklısı dördüncü kişiyi davaya dahil etmesi için süre verilmesi, dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi veya kötü niyetli olduğunun ispatlanamaması halinde, İİK 283/2 uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği-