Davaya konu kira sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzası bulunan davalı kefilin kira borcundan sorumlu tutulabilmesi için, sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin ve müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiğini belirten bir ifadenin kendi el yazısı ile sözleşmede yer alması gerektiğinden bu şartları taşımayan kefalet sözleşmesi nedeniyle davalı kefilin borcundan sorumlu tutulamayacağı-
Kira sözleşmesi kurulduktan sonra el değiştiren kiralananın yeni malikinin kira sözleşmesinin tarafı olduğu ve iktisap tarihinden sonra ihtara rağmen ödenmeyen kira alacakları için takip yapma ve kiralananın tahliyesini isteme yetkisinin bulunduğu-
Borçlu ödeme emrine itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak ret etmez ise akdi kabul etmiş sayılacağından, davalı ne itirazında ne de davaya cevaplarında kira sözleşmesi altındaki imzasına itiraz etmemiş olması, ayrıca sözleşmenin özel şartlar kapsamında belirtilen termal suyun kesildiğine dair bir itirazda da bulunmaması, itirazın borca itiraz niteliğinde olduğu- Davalının kira parasının ödendiğini veya kiralananın tahliye edildiğini yazılı delil ile kanıtlaması gerektiğinden, davada yargılamayı gerektirir bir husus bulunmadığı, mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
İtirazın kesin kaldırılmasına ilişkin başvurunun duruşmalı olarak incelenmesinin zorunlu olduğu- İtirazın kaldırılmasına ya da itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, takibin şekli ve başvurunun niteliği gözetilmeksizin istemle alakalı olmayacak şekilde yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisinin de isabetsiz olduğu-
İtirazın kesin kaldırılmasına ilişkin başvurunun icra mahkemesince duruşmalı olarak görülmesinin zorunlu olduğu-
İcra mahkemeleri önlerine gelen takip hukukuna yönelik şikayet, itiraz ve itirazın kaldırılması talepleri hakkında ya kabul ya da ret kararı verebilecekleri, görevsizlik kararı veremeyecekleri- İİK'nun 68. maddesine göre itirazın kaldırılması isteminde icra mahkemesinin görevli olduğu- Mahkemece, takip ve dava tarihi itibariyle davacının apartman yöneticiliğini temsil yetkisinin bulunup bulunmadığı, dayanak belgelerin İİK'nun 68. maddesinde sayılan belgelerden olup olmadığı yönünde işin esasının incelenmesi gerekirken "sulh mahkemelerinin görevli olduğu" gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
8. HD. 18.01.2017 T. E: 331, K: 408-
Alacaklı bankanın, İİK'nun 68/b maddesinde öngörülen bir aylık itiraz süresinin dolması beklemeden takibe başlaması durumunda ve anılan hesap kat ihtarının, takip tarihi itibari ile İİK. mad. 68/b maddesi uyarınca, İİK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belge niteliğini kazanmamış olduğu, her dava ve takip açıldığı tarihteki şartlara göre incelenip sonuçlandırılacağından, takip tarihinden sonra ihtara itiraz edilmemiş olmasının da sonucu etkilemeyeceği-
"Aciz vesikası" İİK. mad. 68 anlamında belge olup alacaklının "itirazın kaldırılması" talebinin anılan madde uyarınca incelenerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken icra mahkemesince, "tüketici mahkemelerinin görevli olduğu" gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Yönetim planının 5711 s. K. gereğince toplu yapı uygulamasına geçilmediği, bu nedenle birden fazla parsel üzerine kurulmuş ve 5711 s. K. gereğince toplu yapı uygulamasına geçilmeyen site yönünden Kat Mülkiyeti Kanunu'nun uygulanmasının mümkün olmadığı, site genel kurulunca alınan kararların İİK mad. 68/1'de belirtilen belgelerden olmadığı, dar yetkili icra mahkemelerinde İİK. mad. 68'de belirtilen belgelere dayanmayan alacaklar için başlatılan icra takibinde itirazın kaldırılması yönündeki talebin incelenmesinin mümkün olmadığı, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği-