İcra ve İflas Kanunu'nda sadece İİK'nın 134. maddesinde ihalenin kesinleşmesi sürecinde ihale bedelinin nemalandırılacağına ilişkin özel bir düzenleme bulunduğu, bunun dışında icra dosyasına yatırılan paranın nemalandırılmasına yönelik böyle bir düzenleme bulunmadığı, Harçlar Kanunu'nun 36. maddesinin 1. fıkrasına göre icra iflas daireleri tarafından takip işlemlerinden dolayı herhangi bir sebeple alınmış olan paraların bankaya yatırılması halinde bu paralara ait faiz, ikramiye v.s. menfaatlerin devlete ait olacağının düzenlendiği, alacaklıya ödenmeyen paranın icra müdürlüğünce banka hesabına yatırılması sonucu elde edilen faiz gelirinin, nemalandırma sonucu elde edilen paranın Hazine'ye ait olduğu-
Takip dosyasında ipotekli taşınmazın 02.10.2020 tarihli satış ilanında KDV oranının %1 olacağının belirtildiği, bu şekilde ilanın yapılarak duyurulduğu, satış ilanının kesinleştiği, tüm alıcıların bu oranı bilerek satışa katıldıkları, satış ilanının kesinleşmesinden sonra KDV oranının değiştirilmesinin mümkün olmadığı, alıcıların bu oranı bilerek satışa gittikleri, herkes için kesinleşmiş olan ihale şartları çerçevesinde sonradan KDV oranının icra dairesince değiştirilemeyeceği, aksi durumun hukuki güvenilirlik ilkesine aykırılık teşkil edeceği- Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 03.5.2021 tarih ve 2021/259 E. - 2021/316 K. sayılı ilamı gereğince, KDV’ye ilişkin işlemin kaynağının icra müdürlüğünün tesis etmiş olduğu karara ilişkin olduğundan bahisle, işlemin yasaya uyarlılığının, şikayet yoluyla, icra mahkemelerinin denetiminde olduğunun kabulü gerektiği yönünde iken, Uyuşmazlık Mahkemesinin 28.02.2022 tarih ve 2021/524 E. - 2022/120 K. sayılı kararı ile; “ihale yoluyla satışı yapılan taşınmaza ilişkin olarak tahakkuk ettirilen %18 oranlı KDV’nin vergi dairesince tahsil edildiği noktasında tartışma bulunmadığı, bu durumda satış memurluğunun vergi sorumlusu sıfatının sona erdiği, verginin iadesinin muhatabının vergi dairesi olduğu, bu kapsamda açılan davada da, 3065 sayılı Kanun hükümleri gereğince katma değer vergisine ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümü görevinin, 2576 sayılı Kanun uyarınca idari yargı içerisinde yer alan vergi mahkemelerine ait bulunduğu” şeklindeki son kararı gereğince Yargıtay 12. Dairesince görüş değişikliğine gidilerek, ihalenin gerçekleşmesinden sonra yapılan “KDV ödemesinin iadesi” talepleri hakkında, vergi mahkemelerinin görevli olduğu ve icra mahkemelerinin bu talepler hakkında istemin usulden reddine karar vermeleri gerektiği sonucuna ulaşılmış olduğu-
Taşınmazın kıymet takdiri raporunun ... İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisine 21.06.2021 tarihinde, satış ilanının ise 30.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği ve satış ilanının e-satış platformunda yayınlandığı, davacı vekilince alacaklı tarafından yasal süresinde satış avansının yatırılmadığını, satış talep edilmediğini iddia etmiş ise de davacı şirkete ve borçlu A. K. H.'na 17.03.2021 tarihinde icra emri tebliğ edildiği ve 1 yıllık süre içinde satışın talep edildiği, taşınmazın kıymet takdiri raporunda belirlenen 540.000,00 TL muhammen bedelin üzerinde bir bedel ile 997.000,00 TL'ye ihale edildiği, bu nedenle zarar unsurunun gerçekleşmediği anlaşıldığından, ihalenin feshi talebinin reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Yargı harçlarının, 492 sayılı Harçlar Kanunda düzenlenmiş olup, dava açarken harç yatırılması şartının, HMK.'nin 114. maddesinde belirtilen dava şartlarından olmadığı- Dava harçlarının özel kanun ile düzenlenmiş olduğu- İhalenin feshi talebinin 30.11.2021 tarihinden sonra yapılması halinde kanunda belirtilen istisnai taraflar dışında kalan gerçek yada tüzel kişiler tarafından yapılması halinde ihale bedeli üzerinden nispi harca tabi olduğu ve nispi harcın yarısının peşin yatırılması gerekeceği- Aynı şekilde ihale bedelinin %5'i oranında da teminat yatırılması gerekeceği- Dava harcının yatırılması sağlanmadığından teminatın yatırılıp, yatırılmamasının ve teminatın yatırılmasına ilişkin ara kararının hukuki sonucunun da olmadığı-
Asliye hukuk mahkemesinin feshettiği taşınmaz satış ihalesinde satış bedeli davacıya ödenmeseydi, satış bedelinin ödenmesi istemiyle açılacak olan davanın da ihalenin feshini çözmek üzere görevlendirilmiş olan adli yargı yerinde görüleceği, dolayısıyla faize ilişkin kısmın da ana uyuşmazlığı çözmekle görevli yargı yerinde çözümleneceği- Faizin anaparanın eklentisi niteliği taşıdığı-
Satış ilanının bizzat şikayetçiye usulüne uygun tebliğ edildiği, ihaleye beş kişinin katıldığı, taşınmazın muhammen bedelin üzerinde satıldığı, ihaleye fesat karıştırıldığı iddiasının ispatlanamadığı, ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre istemin işin esasına girilerek reddedilmiş olmasının dosya kapsamına uygun olmakla birlikte fesih isteyenin sıfatı ve fesih gerekçeleri göz önünde bulundurulduğunda istemin ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle ve Anayasanın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi nazara alınarak şikayetçi aleyhine hükmedilen para cezasının ihale bedelinin %5'ine indirilmesi gerektiği gerekçesiyle; şikayet konusu ihale bedeli olan 260.000,00 TL'nin %5'ine tekabül eden 13.000,00 TL para cezasının şikayetçiden alınarak hazineye gelir kaydına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Mahkemece davacıya, Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca harçları tamamlaması için bir sonraki celseye kadar süre verilmesi gerekirken, tensip zaptında verilen iki haftaya itibar edilerek sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Yerleşik Yargıtay deneyimlerinin usulüne uygun bir satış talebinden bahsedilebilmek için açık ve sarih satış talebi olması gerektiğine işaret ettiği, hal böyle olunca alacaklının bir yıllık süre içinde müdürlüğüne hitaben açıkça bir satış talebinin olmadığı kanısına varılmış olup haczin düştüğünün sabit hale geldiği görülmekle; alacaklı tarafından yasal süre içinde satış istemi avansının yatırılmadığı, yatırılan avansın kıymet takdiri ve diğer işlemlere ilişkin olduğu, bu nitelikteki bir satış talebinin haczin düşmesini önlemeyeceği-
Yargı harçları, 492 sayılı Harçlar Kanunda düzenlenmiş olup, dava açarken harç yatırılması şartı, HMK.'nin 114. maddesinde belirtilen dava şartlarından olmadığı- İhalenin feshi talebinin 30.11.2021 tarihinden sonra yapılması halinde kanunda belirtilen istisnai taraflar dışında kalan gerçek ya da tüzel kişiler tarafından yapılması halinde ihale bedeli üzerinden nispi harca tabi olduğu ve nispi harcın yarısının peşin yatırılacağının tartışmasız olduğu- Dava harcının diğer dava şartlarından önce geldiği- Dava harcının yatırılması sağlanmadığından teminatın yatırılıp, yatırılmamasının ve teminatın yatırılmasına ilişkin ara kararının hukuki sonucu da bulunmadığı- Mahkemece davacıya, Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca harçları tamamlaması için bir sonraki celseye kadar süre verilmesi gerekirken, tensip zaptı ile verilen iki haftaya itibar edilerek sonuca gidilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince bu hususlar gözden kaçırılarak davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Taşınmazın kesinleşen muhammen bedelinin üzerinde bir bedelle ihale edildiği anlaşıldığından, şikayetçinin süresinde satış istenmediği yönündeki fesih nedeni dışındaki diğer fesih nedenleri bakımından zarar unsuru gerçekleşmemiş olduğundan süresinde satış istenmediği nedenine dayalı fesih istemi dışındaki nedenlere dayalı olarak ihalenin feshine olanak bulunmadığı, somut olayda İİK. md. 150/e gereği bir yıllık yasal sürede satışın istenerek satış avansı yatırıldığı, geçerli bir satış talebi olup takibin düşmediği, borçlunun şikayet ve istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü İİK.'nin 150/e maddesine dayalı fesih nedeni yönünden esastan inceleme yapılarak şikayetin reddedildiği gözetildiğinde, şikayetçi borçlu hakkında re'sen para cezasına hükmedilmesi gerektiği ve ileri sürülen fesih nedeni ve dosya kapsamı gözetilerek, feshi istenen ihale bedelinin %5'i oranında para cezası uygulanmasının gerektiği-