İİK.'nin 96 ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen istihkak iddiasına ilişkin koşullar menkul mallar için uygulanmakta olduğu- Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekeceği- Hacze konu bağımsız bölüme, şikayetçiye intikal etmeden önce haciz konulduğu ve tapu kaydına işlendiğinin anlaşıldığı, şikayetçinin haciz şerhiyle birlikte mahcuz taşınmazı iktisap ettiği, haczin konulmasından itibaren 5 yıl geçtikten sonra haczin yenilendiğinin görüldüğü, her ne kadar takipte taraf olmayan şikayetçi üçüncü kişi, ilk haczin İİK.'nin 106-110. maddelerine göre düştüğü iddiasıyla bu haczin kaldırılmasını isteyemez ise de, yenilenen haciz sırasında taşınmazın maliki olduğundan mahkemece şikayetçinin yenilenen hacze yönelik başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İİK.nun 134/2.maddesi gereğince ihalenin feshini isteyebilecek kişilerin ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açmak zorunda oldukları-
Borçlunun bilinen en son adresi olan icra takip dosyasında kendisine ödeme emri tebliğ edilen adrese herhangi bir tebligat çıkarılmaksızın doğrudan adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine yapılan tebliğ işlemi 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine aykırı olduğundan, usulsüz olduğu- Şikayetçi borçluya gider avansı yatırması için usulüne uygun tebligat yapılmaksızın açtığı ihalenin feshi istemli davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İhale, dosyadaki eksiklikler nedeni ile yapılamamış ve yeni satış kararı ile taşınmazın 1. açık artırmasının 09.11.2009 tarihinde 2. açık artırmasının 19.11.2009 tarihinde yapılmasına karar verilmiş ve karar doğrultusunda satış ilanı tanzim edilmiş ise de tekrar düzenlenen bu satış ilanının ortaklığın giderilmesi kararından sonra ihaleye konu taşınmazda hisse satın almış olan şikayetçiye tebliğ edilmemesi olmasının ihalenin feshi sebebi olduğu-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde Mahkeme davacıyı feshi istenen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, konut finansmanından doğan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş olan alacakların takibinde söz konusu para cezasının oranının yüzde yirmi olmasının gerekeceği-
Şikayete konu taşınmazın fiili durumuna göre arsa ve bina bedeli toplamı üzerinden muhammen değerin belirlenip satış ilanının hazırlanması gerekirken sadece arsa bedeli üzerinden satışın yapılmasının hatalı olduğu-
Takip dosyası içeriğinden borçlunun adresinin mevcut olması da gözetilerek ihalenin feshini şikayet yoluyla isteyen borçlunun takip safhasında adresinin belli olması nedeniyle şikayet dilekçesinde ayrıca yurtiçi adresinin gösterilmemiş olmasının eksiklik olarak kabul edilemeyeceği-
İcra dairesinde ihale gerçekleştirildikten sonra icra dairesinin, KDV'nin tarh ve tahakkuk işlemlerini bu verginin mükellefi sıfatı ile yürüttüğü; icra dairesinin verginin mükellefi sıfatı ile yaptığı işlemlerden doğan ihtilaflarının çözüm yerinin de vergi mahkemesi olduğu(Yüksek Mahkeme'nin bu görüşü Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 11.03.2013' te ve E: 2012/182 ve K:2013/321 sayılı kararı ile; "bu tür uyuşmazlıklarda Vergi Mahkemelerinin değil, İcra Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu" belirtilmiş olduğundan, bugün için geçerliliğini yitirmiştir.)-