İcra müdürlüğünce alacaklı tarafın talebi ile borçlu şirketin ticaret sicil kaydına hak ve alacaklarına haciz konulması için yazı yazıldığı, Ticaret Sicil Müdürlüğünün cevabi yazısında da sicil kayıtlarında şirket sermayasine haciz konulduğu anlaşılmış olup, şikayete konu haciz işleminin yasal dayanağı İİK. mad. 88 ve 94 kapsamında haciz uygulanması gerekir iken, ticaret sicil kayıtları üzerine haciz konulmasının isabetsiz olduğu- Şikayet edenin şirket yetkilisi olması durumunda, şikayette hukuki yararının da bulunduğu-
Haciz kararı verildiği tarihte ve söz konusu hisselerin takip borçlusundan 3. kişilere devredildiği tarihlerde, haczin ve devrin konusu, anonim şirketlerdeki çıplak paylar olup bu paylar için hisse senetlerinin basılmamış olduğu ve ilmühaber çıkarıldığına dair hiçbir belge de sunulamadığı, dolayısıyla haciz kararının verildiği tarihte çıplak pay niteliğinde olan şirket hisseleri, haciz tarihinden önce muvazaalı olarak devredilmemiş olsaydı, çıplak payın haczine ilişkin İİK. mad. 94/1 uyarınca kolaylıkla haczedilebilecek ve alacaklı alacağını bu yolla tahsil edebilecek iken çıplak paylar nama yazılı hale getirilip borçlu tarafından geri alınmak suretiyle alacağın tahsilinin imkansız hali getirilmiş olduğu- Bu dönüşümden sonra borçluya ait anonim şirket pay sahipliğini salt bir haciz yazısı ile haczettirebilme imkanının tamamen ortadan kaldırılmış, onu temsil eden nama yazılı hisse senetlerinin icra memuru vasıtasıyla fiilen el koydurularak haczedilmesi zorunluluğunun doğduğu- Devirden sonra yapılan hacizde ise nama yazılı hale getirilen paylara ait hisse senetleri bulunamadığından fiilen haczinin mümkün olmadığı, ortaklar pay defterine haciz şerhi işlenmesi ile yetinilmiş olduğu, ancak bu kaydi haczin, alacağın tahsiline imkan sağlamadığı- Bu halde anonim şirket paylarının borçlu tarafından geri alındığı, davacının dava açmakta hukuki yaranını bulunmadığı ileri sürülemeyeceği, gibi davalı 3. kişilerin, tasarrufların konusu olan malı bir başka kişiye (4.kişiye) devreden konumunda olduklarından, İİK. mad. 283/2 uyarınca tazminatla sorumlu tutulmaları gerektiği- Zira davalı 3. kişiler her ne kadar pay sahipliği haklarını (anonim şirket paylarını) borçluya iade etmiş iseler de, iyiniyetli 4. kişiye devredilmiş gibi sorumlu tutulmaları gerektiği, yani hisse senetleri 4. kişiye devredilmiş olsaydı hangi sebeple sorumlu tutulacak idi iseler, somut olayda da aynen o sebebin mevcut olduğu- Mahkemece davacının davasını İİK. mad. 283/2 uyarınca bedele dönüştürdüğü gözetilerek davacının kati aciz belgesindeki alacağı ile sınırlı olarak, davalı 3. kişilerin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden oldukları da dikkate alınarak, davalı 3. kişilerin hisse senetlerinin devir tarihindeki değeri tutarında tazminatla sorumlu tutulmaları gerektiği- Dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi halinde, davacı aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Mahkemece, davacı alacaklının alacaklı olduğu miktarın ve ayrıca yüklenici davalı adına tesciline karar verilecek bağımsız bölümlerin karar tarihine en yakın tarih itibariyle değerlerinin belirlenip, davacının alacağını karşılayacak oranda tapu iptali ile tesciline karar verilmesi gerektiği, 3 ayrı bağımsız bölümün tapu iptali ile tesciline karar verilmesinde isabet görülmediği-
İcra müdürlüğünce, borçlunun 6831 s. K. mad. 2/B kapsamında kullanıcı olduğu taşınmazların üzerine “kulanım ve zilyetlik hakkının üçüncü şahıslara devrinin engellenmesine” yönelik olarak tapuya şerh verilmesine karar verilmişse de, ilerde yasal koşullar tahakkuk ettiği takdirde, borçlu adına taşınmaz üzerinde doğabilecek talep hakkı üzerine haciz konulması usulsüz olup, malik olmayan borçlunun borcu için 6831 s. K. mad. 2/1-B kapsamında Hazine adına kayıtlı taşınmaz ile ilgili olarak henüz doğmamış olan hakkı bu aşamada haczedilemeyceği ve İİK. 94/3'ün de olayda uygulama yeri bulunmadığı- İcra müdürünce ihtiyati tedbir kararı verilebileceği hususunda bir düzenleme bulunmadığı-
Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payının, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedileceği (İİK. mad. 94); icra dairesinin ihbarnamesini (haciz bildirisini) alan anonim şirket, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorunda olu; haciz, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haczin, bildirinin anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılacağı- Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin, kıymetli evraktan sayılması nedeniyle, bu evrakın haczi için ise İİK. mad. 88 uyarınca, evraka fiilen el konulmasının zorunlu olduğu, bu sebeple haciz müzekkerlerinin tebliğ edildiği tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin, TTK.'nun 486/2, 490, 645, 647 ve 654. maddeleri uyarınca kıymetli evraktan sayılması nedeniyle, bu evrakın haczi için İİK. 88 uyarınca, evraka fiilen el konulmasının zorunlu olduğu- Çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürünün, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmeden İİK. 94/l C.3 gereğince anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebileceği- Mahkemece bilirkişi aracılığıyla anonim şirketlerin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haciz müzekkerelerinin tebliğ edildiği tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak, karar verilmesi gerektiği-
Davanın kabulüne dair 27.02.2008 tarihli ilk kararın, davalılardan kooperatif, H.C. ve E.Ö. tarafından temyiz edildiği, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın ise, bu kez ilk kararı temyiz etmeyen davalılar ve davalı kooperatif tarafından temyiz edildiği, böylece, davacı lehine, ilk kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden usuli müktesep hakkın oluştuğu, davalı kooperatifin ise, somut olayda taşınmazların adına tesciline karar verilen işbu davada kararı temyiz etmede hukuki yararının bulunmadığı-
Dava dilekçesinin mahkeme tarafından davalıya tebliğ edileceği (HMK. mad. 122/1)-  Ön incelemenin dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağı (HMK. mad. 137)- Dava şartı olan İİK. mad. 94. uyarınca davacının yetki belgesi alması hususunun her zaman tamamlanabileceği-