Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde, mahkemenin artık bu uyma kararı ile bağlı olduğu, bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hakkın doğmuş olacağı- Her dava ve şikayetin, açıldığı tarihteki hukuki durum gözetilerek hükme bağlanacağı, sonradan gelişen, değişen olayların, değerlendirmeye katılamayacağı-
İpotek hakkının bölünmezliği ilkesi gereğince alacaklının, ipotek ile teminat altına almak istediği tüm alacağını aynı takip dosyasından talep ederek ipoteğin paraya çevrilmesini talep etmesi gerektiği- Takip konusu taşınmazın satışı gerçekleştiğinde taşınmazda yer alan ipotek çözülmekle, teminat oluşturmaktan çıkacağı- Dosya borcunun ödenmesi nedeniyle ipotek satışının yapılmamış olmasının bu sonucu değiştirmeyeceği; ipotek bir kez kullanılmakla artık aynı ya da farklı bir borcun teminatını oluşturamayacağı- Sırf ipotek şerhinin tapudan fek edilmemesi nedeniyle aynı ipoteğin, borçlunun alacaklı nezdinde doğmuş doğacak tüm borçlarının teminatını oluşturmayacağı gibi, tahsilde tekerrür olmamak üzere takip başlatılmış olmasının da sonucu değiştirmeyeceği-
Uyuşmazlığın, şikayet edenin "sıra cetvelinde ilk sırada garameye girmesi gerektiği" iddiasından doğduğu - Şikayet dilekçesinde, şikayet eden, davalıların sırasına itiraz etmeyip 'kendisinin de 1.sırada yer alması gerektiğini' iddia ettiğine göre; şikayet olunanların takip dosyalarının hacze iştirak şartlarını taşıdığı hususu incelenmeden, şikayet edenin alacağının 1.sırada yer alıp alamayacağının belirlenmesi gerektiği-
Şikayetçi vekili, müvekkiline kıymet takdirinin tebliğ edilmediğini ileri sürmüş ise de satış ilanının tebliğinden itibaren İİK.'nin 16/1. maddesinde belirtilen 7 gün içerisinde bu hususa ilişkin olarak şikayette bulunulmamış olması halinde, bu hususun, ihalenin feshine neden olamayacağı-
Mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önce alındığı hallerde, mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, "borca itiraz" olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği- Mirasın hükmen reddine ilişkin ilamın, takibin kesinleşmesinden sonra alınması halinde ise, borçlunun talebinin "borca itiraz" değil, "şikayet" olarak değerlendirilmesi gerektiği-
Muhtıranın içeriğine göre istenilen menkul bedelinin istinaf inceleme sınırı içerisinde kaldığından, taşınır teslimine ilişkin ilamlı takipte çıkartılan muhtıranın iptaline ilişkin şikayete ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesi gerektiği-
TMK'nin 705/2. maddesi gereğince taşınmaz mülkiyetinin 13/01/2004 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile kazanıldığı, haciz tarihinden önce mülkiyetin şikayetçi üçüncü kişiye geçtiği, taşınmaz mülkiyetinin 13/01/2004 tarihinde kesinleşen tapu iptal ve tescil kararıyla şikayetçi 3. kişiye geçmiş olmasına göre, haciz tarihinde taşınmazın tapuda borçlu adına kayıtlı olmasının sonuca etkili olmadığı, tasarruf işlemlerinin yapılması için de şikayet tarihi itibariyle taşınmazların şikayetçi adına tapuya tescil edildiği hususları gözetildiğinde, davacının talebinin haklı olduğu-
Kamulaştırma Kanunu'nun 10/8. maddesinde belirtilen tescile ilişkin hükmün kesin olması durumu tescilin mahkemece idare lehine yapılması durumunda söz konusu olup, takibin dayanağı ilam taşımaz mülkiyetinin tescilinin davalı gerçek kişi adına yapılmasına ilişkin olduğu ve takibe geçilebilmesi için kesinleşmesinin şart olduğu-
Maaş haczi nedeniyle kesinti her ay yapıldığından, son maaş kesintisi gözetilerek yeniden şikayet hakkının doğacağının tabi olduğu-
Borçlunun, hazineye ait taşınmazı, 4706 sayılı Yasa'nın 5. maddesinin son fıkrasının yürürlük tarihi olan 19/07/2003 tarihinden sonra 2007 tarihinden itibaren işgal ettiği görülmekle enkaz haczine konu yapının hazine mülkiyetinde olduğunun kabulü gerekeceği-