3. kişi konumundaki başka bir takip dosyası alacaklısının İİK 361. maddesine dayalı olarak iade talebinde bulunamayacağı- Üçüncü kişi tarafından yanlışlıkla yapıldığı iddia edilen bu paranın iadesi yargılamayı gerektirdiğinden, üçüncü kişinin ancak bir istirdat ya da sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak davası açabileceği-
"İcra müdürünün, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderileceği, kredi sözleşmesi kefillerine icra emri gönderilemeyeceği, alacaklı, kefillere karşı haciz (veya iflas) yolu ile ayrı bir takip yapabileceği" (İİK. m. 149) düzenlendiğinden, şikayet başvurusundan sonra takipten feragat edilse de, takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Şikayet dilekçesinde her ne kadar şikayetin nedeni usulsüz tebligat olarak belirtilmiş ise de; şikayet dilekçesinin içeriğinde takip borçlusunun tüzel kişiliği bulunmadığının, bu nedenle takip ehliyeti olmadığından bahsedildiğinin ve takibin iptalinin istendiğinin anlaşıldığı, şikayet dilekçesi içeriği ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, şikayetin takip borçlusunun tüzel kişiliğinin bulunmaması nedenine dayalı husumet ehliyetine ilişkin olduğunun kabulü gerekeceği, husumet ehliyetine ilişkin şikayetin, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re'sen dikkate alınacağı ve İİK.nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tabi olmadığı, o halde İlk Derece Mahkemesi’nce, şikayetin kabulü ile takip borçlusunun pasif husumet ehliyeti bulunmadığından takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de, öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçerek tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olan alacaklının, aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı- Bu durumda İİK. m. 45/1 hükmü uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise, alacaklının kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebileceği- Kamu düzeni ile ilgili bu şikayetin süresiz yapılabileceği-
Hasım yanlış gösterilse veya hiç gösterilmese bile şikayet dilekçesi doğru hasma tebliğ edilmek suretiyle şikayete ilişkin yargılamaya devam edilmesi gerektiği- Şikayet tarihinde takip alacaklısı olmadığından alacağını temlik eden şirket husumet yöneltilemeyeceği ve aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesi ve yargılama giderlerine mahkum edilmesinin hatalı olduğu- Karar başlığında birden fazla davalıya yer verilmesine rağmen hüküm fıkrasında yargılama giderleri ve vekalet ücretinin “davalıdan” alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar verilerek bu giderlerin kimin hakkında takdir edildiği hususunda infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulamayacağı-
Muhatabın adresten kısa süreli mi yoksa geçici olarak mı ayrıldığı Teb. K. mad. 21/1'de yazılı kişilerden sorulup tevsik edilmeden yapılan tebligatın usulsüz olduğu, haber verilen kişinin isim ve imzasının alınmamasının da usule aykırı olduğu- Tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği- Şikâyetçinin yaptığı kıymet takdirine itiraz yasal 7 günlük sürede olduğundan, kıymet takdirine itiraza ilişkin hususların ihalenin feshinin istenmesi sırasında değerlendirilmesi gerektiği- Kıymet takdirine itiraz tarihinde yatırılan gider avansı mahkemece yeterli görülmemişse de, kıymet takdirine itiraza ilişkin dilekçe üzerine itiraz edene yatırması gereken bakiye masraflarla ilgili not yazılmadığı, şikâyetçiler vekiline bakiye gider avansının yatırılması için tensip tutanağı ile şikâyet tarihinden itibaren 7 günlük süre verildiği görülmekle, tensip tutanağının şikâyetçiler vekiline tebliğ tarihine göre, mahkemece yasal 7 günlük sürenin geçmiş bir tarihten başlatılmış olduğu ve tebliğ tarihi itibariyle 7 günlük sürenin dolduğu anlaşılmakta olup, verilen süre içinde bakiye gider avansının yatırılmasının mümkün olmadığı ve bu hâlde şikâyetçiler vekiline bakiye gider avansının yatırılmasına ilişkin usulüne uygun bir süre verildiğinden söz edilemeyeceği- Usulüne uygun olarak yapılmış olan kıymet takdirine itirazın mahkemece değerlendirilmeden usulden reddi sonrasında, satış dosyasında alınan kıymet takdir raporunda belirlenen muhammen bedel esas alınarak satış gerçekleştirilmiş ve takdir edilen kıymetin düşük olduğu ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülmüş olduğuna göre, mahkemece ihalenin feshi istemi sırasında kıymet takdirine itirazın değerlendirilmesi gerektiği-
“Satış avansı” adı altında 1.000,00 TL para yatırıldığı dosyaya ibraz edilen icra memurunun imzasını taşıyan makbuzda yatırılan paranın satış avansı olduğunun yazılı olduğu bu nedenle haczin geçerli olduğu-
Takip dosyasında taraf olmayıp hacizde üçüncü kişi olan kişinin, aktif husumet ehliyeti bulunmadığı ve bu nedenle üçüncü kişinin ("borçlu şirketin takip tarihinden önce ticari sicil kayıtlarından terkin edilmiş olmasına rağmen İcra Müdürlüğünce haciz kararı verilmesinin usulsüz olduğunu iddia ederek İcra Müdürlüğünün haciz işlemi yapılmasına ilişkin kararının kaldırılmasına" ilişkin) şikayetinin reddi gerektiği-
Borçlunun şikayet dilekçesinde takipten sonra işleyecek faiz oranına ilişkin açık itirazı olmadığı halde, mahkemenin talebi aşar şekilde işleyecek faiz oranını belirlemesinin isabetsiz olduğu-
İpoteğin bir kez kullanılmakla artık aynı ya da farklı bir borcun teminatını oluşturamayacağı, bu nedenle sırf ipotek şerhinin tapudan fek edilmemesi nedeniyle aynı ipotek, borçlunun alacaklı nezdinde doğmuş doğacak tüm borçlarının teminatını oluşturmayacağı gibi, davacıların başlatılan ikinci takibi mükerrer takip olarak nitelendirmesinin de sonucu değiştirmeyeceği, somut olayda, alacaklı tarafından ilk olarak ..........İcra Müdürlüğü'nün ............ Esas sayılı dosyası ile toplam .......... TL kredi alacağına ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığının, daha sonra ........ icra müdürlüğünün ........... E. Sayılı takip dosyası ile alacaklı tarafından ............ TL miktarlı farklı bir alacağın tahsili için aynı taşınmazlar üzerinde kurulu ipoteğe dayalı olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başka bir ilamlı takip başlatıldığının görüldüğü, o halde, mahkemece ipotek hakkının bölünmezliği ilkesi uyarınca şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-