«Kal» (yıkım) konusunda alınan ilâmı, taşınmazın yeni malikinin -önceki malikin halefi sıfatıyla- icraya koyabileceği–
«Faize faiz yürütülemeyeceği» hususunun «itiraz»a konu olabileceği, takip kesinleştikten sonra «şikâyet» yolu ile ileri sürülemeyeceği–
Yabancı memlekette, o ülkenin yasalarına göre yetkili kılınmış noter tarafından düzenlenen ve oradaki Türk Konsolosluğunca onaylanmış bulunan senetlerin, «ilâm hükmünde» olacağı–
İcra hukukunda «eski hale getirme» mümkün müdür?–
Borçlunun ipotek akit tablosundaki adresine yapılacak tebligat ile, takibin kesinleşeceği–
Borçlunun başka alacaklılarının, «borçlunun kabulü nedeniyle, takip kesinleşmeden yapılan haczin kaldırılmasını» isteyemeyecekleri, İİK. mad. 20 gereğince «haczin kendilerine karşı hüküm ifade etmediğini» -sıra cetveline karşı şikâyet yoluna başvurarak- ileri sürebilecekleri–
Borçlunun ağır ceza mahkemesindeki ikrarının, İİK. 38 uyarınca «ilâm niteliğinde» sayılacağı–
«Aciz belgesine bağlanmış alacak için faiz işlemeyeceği» kuralının kamu düzeni ile ilgili olduğu ve bu hususun her zaman ileri sürebileceği—
«Bir hakkın yerine getirilmemesi» nedenine dayanan şikâyetin, süreye bağlı olmadan yapılabileceği–
Borcun teminatı olarak tesis edilmiş, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ve aynı borç için verilmiş bonoya müstenit haciz yolu ile takipten birinin seçilebileceği, ancak, aynı alacağın tahsili için, bu borca karşılık verilmiş olan bonolar ve hem de ipoteği paraya çevirme amacı ile açılan iki takipten birinin mükerrer olacağı-