Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra hükmedilen maddi / manevi tazminatın, kesinleşmesi beklenmeden infaz edilebileceği–
İcra mahkemesi kararları ‘kesin hüküm’ niteliğinde değil ise de kesinleşen bir kararın aynı konudaki diğer bir karara karşı ‘takip hukuku açısından’ ‘kesin hüküm’ sonucunu doğuracağına–
İlamda, «sigorta şirketinin teminat dahilinde sorumlu olduğu»nun belirtilmesinin, hükmedilen alacağın «müteselsil sorumlu» durumunda bulunan borçludan tahsiline engel teşkil etmeyeceği–
İİK’nun 129. maddesinde öngörülen koşullara uyulmadan yapılmış olan ihalenin -yasal süresi içinde açılmış olan ihalenin feshi davasında- icra mahkemesince doğrudan doğruya (re’sen) gözetilerek (incelenerek) ihaleni feshine karar verilmesi gerekeceği—
«Kıdem tazminatı»na ilişkin «en yüksek mevduat faizi»nin, dönemlerin başlangıç (akdin fesih, hakkın doğum) tarihlerindeki oranlar dikkate alınarak -birer yıllık dönemler halinde- hesaplanacağı–
Kesinleşmeden takibe konulabilecek ilamların eklentisi durumunda bulunan avukatlık ücretlerinin de, ilam kesinleşmeden takibe konulabileceği–
İzni kaldırılan banka aleyhine yapılmakta olan icra-iflas takipleri durduğundan, ihtiyati tedbir, ihtiyati ve kesin haciz uygulanamayacağı–
DSİ.’nin «yargı harçları»ndan muaf olmadığı–
İİK. 150/ı uyarınca, borçluyu «icra emri» gönderilebilmesi için, ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermesinin gerekmediği (Borçluya daha önce «hesap özeti»nin tebliğ olunmuş ve onun 8 gün içinde buna itiraz etmemiş olmasının yeterli olduğu–