HUMK. 443/4 (şimdi; HMK. 367/2) uyarınca taşınmazın aynına ilişkin –‘taşınmaz üzerindeki mülkiyet uyuşmazlığını çözen’, ‘tapu iptali ve tescil’, ‘taşınmaz üzerindeki ipoteklerin iptali’ gibi- ilamların ve bu ilamın eklentisi durumundaki vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin, ilam kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı–
Ölü kişi hakkında takip yapılamayacağı gibi, bu şekilde başlatılan bir takibin mirasçılara da yöneltilemeyeceği– (Not: 6100 sayılı yeni HMK’ nun 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki yeni düzenleme nedeniyle, bu kararlar önemini yitirmiştir…
Borcun tamamını itiraz halinde borçlunun sebep bildirmesi gerekmediği gibi, itirazı sırasında belli bir sözcüğü kullanmış olmasının da zorunlu bulunmadığı; önemli olanın, yasal süre içinde şahsen veya yetkili kişiler eliyle “itiraz iradesi”nin ortaya konulması olduğu–
İrad biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın –MK’nun 176/III. maddesi uyarınca- alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkacağı- Alacaklının sonraki evliliğinin boşanma ile sonuçlanması halinde, nafaka ödeme yükümlülüğünün yeniden doğmayacağı–
3091 sayılı Kanun uyarınca verilen “müdahalenin men’i”ne dair kararların infazının idari makamların görevine girdiği; ancak alacaklının yetkili makam nezdinde yapılan ve belgelenen bu iş nedeniyle sarf ettiği masrafların icra dairesi kanalı ile tahsilini isteyebileceği–
İcra müdürlüğünce yapılan hatalı (kanuna aykırı veya hadiseye uygun olmayan) işlemlere karşı, taraflarca “öğrenme tarihi”nden itibaren yedi gün içinde şikayet yoluna başvurulabileceği–