Tahsil harcının, alacaklı bankaya ödenen paradan kesilmesinin mümkün olmadığı, alacağına mahsuben alacaklı bankaya ihalenin yapılması halinde de, satış bedeli üzerinden icra dairesine ödenmesinin istenemeyeceği–
Borçlunun şikayet konusu yaptığı faiz oranlarının üstüne çıkılarak hesaplama yapılamayacağı gibi, alacaklının da itiraz etmediği faiz oranı aşılmadan faiz hesabının yapılması gerekeceği–
Borçlunun şikayette hukuki yararının bulunduğu durumlarda yapılan haciz işleminin usulsüz olduğunu belirterek şikayette bulunabileceği–
İlamların infaz edilecek kısmının “hüküm bölümü olduğu”; hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, bu nedenle icra hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı–
Takip dayanağı ilamın hüküm fıkrasında ‘icra müdürlüğünce İİK’nun 24. maddesi gereğince, işlem yapılabileceği’ konusunda açık bir hüküm bulunmasa dahi aynen ifnanın mümkün olmaması (dava konusu aracın aynen tesliminin mümkün olmaması) ve aynen teslim borcunun para borcuna dönüşmüş olması halinde dava konusu aracın haciz tarihi itibariyle değerinin icra müdürlüğünce belirlenerek bunun borçludan tahsili yoluna gidileceği–
Bankaların her türlü alacaklarının tahsili için yaptıkları icra takibi nedeniyle borçluya ait taşınmaza alacaklarına mahsuben almaları halinde yapılan ihale işleminin damga vergisinden müstesna olduğu gibi, bu ihalenin KDV’den de muaf olduğu- Bankanın yapmış olduğu takipte ihale bedelinin tahsil harcından da muaf olduğu–
İşlemiş faize faiz yürütülemeyeceğinin, icra müdürlüğünce doğrudan doğruya dikkate alınacağı-
Şikayet “dava” niteliğinde olmadığından, şikayet dilekçesinde ilgililerin yanlış gösterilmesi veya hiç gösterilmemiş olmasının, şikayetin “husumet yokluğu” nedeniyle reddini gerektirmeyeceği–