İcra mahkemesinde takas ve mahsup iddiasının kural olarak; takasa konu alacağın İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, bu alacakla ilgili olarak icra takibi yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, ve alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabileceği-
Kamulaştırılması yapılamayan taşınmazın mülkiyet hakkının kullanılmasının engellenmesinden dolayı tazminat istemine ilişkin ilamın kesinleşmeden takibe konabileceği-
Gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümlerin kesinleşmedikçe icra edilemeyeceği ve bu konudaki süresiz olarak şikayet yoluna başvurabileceği-
İcraya konu edilen ilamda, alacaklı velayet hakkı sahibi anne olup, borçlu ise baba olduğundan, çocuğun ergin olduğu tarihten önce tahakkuk etmiş nafaka alacakları için annenin takip yapabileceği- Çocuğun, iştirak nafakası ilamını takibe koyamayacağı, ergin olmuş olsa bile, ergin olmadan önce tahakkuk etmiş olan nafaka borçları sebebiyle yapılan haczi alacaklı olan annenin talebi olmadan kaldırmanın mümkün olmadığı; çünkü bu durumda ergin olsa bile, müşterek çocuğun takipte taraf (alacaklı) olmadığı-
Fiziki dosya içinde bulunan icra emri ile Uyapta bulunan icra emrinde farklılık bulunması halinde, şikayetin Uyap sisteminde bulunan kayıtların esas alınarak incelenmesi gerektiği-
Kamulaştırmasız el atma eyleminin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerekli olup olayda uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmadığından, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ticaret sicilinden terkin edilmiş şirketin, takip işlemlerine başlaması ve yürütmesi, ancak tüzel kişiliğin yeniden ihyası ile mümkündür. Taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olup, hakimin bu hususu re'sen göz önünde bulundurması zorunlu olduğundan, ticaret sicilinden terkin edilen ve takipten önce ihya edildiğine yönelik bir delil de bulunmayan şirketin, alacaklı gösterilerek vekili tarafından icra takibine başlanması hukuken mümkün olmadığı, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Ayrı yaşama hakkına dayalı açılan nafaka davasında hükmedilen nafakanın boşanma ilamının kesinleşmesi ile son bulacağı- Boşanma ilamında kesinleşmeden sonra yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmediği anlaşıdığından, boşanma ilamının kesinleştiği tarihten sonra nafaka kesintisinin durdurulması ve haksız yapılan kesintilerinin borçluya iadesi yönündeki şikayetin kabulü gerektiği-
İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı- İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkının bulunduğu-
2577 sayılı Yasa'nın 1. maddesi uyarınca; “Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanun'da gösterilen usullere tabi ...” olup, bu nedenle İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesindeki değişikliğin adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağının olmadığı-