İsticvap işleminden sonra ‘ödemelerin borca yönelik olduğu kanaatine varılması halinde defterlerinde ödeme kaydı görünen davalıya TTK’nun 83.maddesi uyarınca tamamlayıcı yemin verilmesi’ gereğine de işaret edilmiş ise de; aşağıda açıklanan şekilde yerine getirilecek isticvaptan sonra ortaya çıkacak hukuksal durum ne şekilde olursa olsun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü açısından hukuken nihai bir sonucu ortaya koymaya her halükarda yeterli olacağından; somut olayda TTK’nun 83.maddesi çerçevesinde tamamlayıcı yemine başvurulmasına yer ve gerek bulunmadığı-
D.cilik İhtisas Mahkemesi kurulmayan yerlerde bu mahkemelerin görev alanına giren iş ve davalara bakmakla görevlendirilen 1 numaralı ticaret mahkemesinin, görevlendirilme tarihinden önce açılmış bulunan davalara bakması ve aynı yerde bulunan diğer Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılmış davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya, görevsizlik ya da gönderme kararıyla 1 numaralı ticaret mahkemesine gönderilmesinin yasal olarak olanaklı olmadığı-
1986 tarihli ana sözleşmede, genel kurul toplantılarındaki karar nisabının TTK hükümlerine tabi olduğu, ana sözleşmede düzenlenmeyen konularda TTK’nun anonim şirketlere ait hükümlerinin uygulanacağı, anonim şirketlerde ana sözleşme değişikliklerinde uygulanması gereken toplantı ve karar yeter sayılarını düzenleyen TTK’nun 388. maddesi 1989 yılında değiştirilerek toplantı ve karar yetersayıları yeniden belirlenmiş ise de bu değişiklik ana sözleşmenin kendiliğinden değiştirilmesi sonucunu doğurmayacağı, dolayısıyla söz konusu atfın ana sözleşmenin tescil ve ilan edildiği tarihte yürürlükte bulunan TTK hükümlerine yapıldığının kabulünün gerekeceği-
Anonim şirketlerin idare meclisleri tarafından idare ve temsil edildiği, esas mukavele ile temsil yetkisinin ve idare işlerinin hepsini veya bazılarını idare meclisi azası olan murahhaslara veya pay sahibi olmaları zaruri bulunmayan müdürlere bırakabilmek için umumi heyete veya idare meclisine salahiyet verilebileceği (TTK m. 319; şimdi; Yeni TTK. mad. 367), anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının genel müdür sıfatı ile şirketi idare ve temsilinin vekalet akdi hükümlerine dayanması halinde SSK sigortalılığının geçerli bulunmayacağı - Anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının genel müdür sıfatı ile çalışmalarında hizmet akdi unsurlarının bulunması (taşıması) halinde 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılmalarının uygun olduğu-
TTK.23 maddesi hükmüne (şimdi; Yeni TTK. mad. 21) göre faturanın bir alacağın mevcudiyetine delil teşkil etmesinin karşı tarafça tebliğinden itibaren 8 gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olmasına bağlı olduğu, bunun için de öncelikle taraflar arasında bir sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olmasının gerektiği, malın teslim edildiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasında çözülmesi gereken sorunun iadeye tabi olan cihazın bedeli konusunda olduğu, MK.6.maddesine göre herkesin iddiasını ispat ile yükümlü olduğu ve davacının ödediğini iddia ettiği rakama ilişkin tüm delillerin sorulmak suretiyle iddiasını ispata yarar tüm delillerin toplanması gerektiği-
Olayda TTK'nun D. Ticareti'ne ilişkin hükümlerinin tatbiki gerektiğinden, davanın D.cilik İhtisas Mahkemesi'nde bakılması gerekeceği, ancak, İzmir'de anılan mahkeme kurulmadığından, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı uyarınca birden fazla ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı ticaret mahkemesinin görevlendirilmiş olması nedeniyle, davaya konu uyuşmazlığa bakmaya 1 numaralı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olacağı-
Davacının teminat mektubunda ve ödeme talebinde amaçladığı riski garanti etmeyen davalı bankanın ödeme talebini reddetmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Kooperatif Olağan Genel Kurulu’nun üyelikten ihraç edilenlere borçlarını ödeme konusunda verdiği süre bir atıfet mehli olup, üyeliğin devamına olanak sağlayan yeni bir süre anlamına gelmediği-
Davalının protokol uyarınca aldıklarını iade ettiğinin ispat yükümlülüğünün yine davalıda olduğu-
Tüm otogazların kokulandırılmasının TSE’ce zorunlu olmasına rağmen “Kokulu Otogaz Kalitesizdir, Kokulu ve Kalitesiz Otogazlarla, Bir Milli S. Olan Otomobillerinizin Ömrünü Kısaltmayın” şeklinde yapılan reklamların haksız rekabet teşkil ettiği-