Kamu yararı ile mülkiyet hakkından kısmen veya tamamen yoksun bırakılan kişinin hakkı arasında makul, kabul edilebilir, hak ve adalet dengesini sağlayacak bir oranın kurulmasının asıl olacağı-
Yapım aşamasında iki bağımsız bölümün eksik yapıldığı, dava konusu edilen balkonun her katta bulunan dairenin arka tarafında yapılmış olan ve iki kolonla zemin kattan başlayıp yükseltilerek yapıldığı, üzerinin eternit ile kapatılmış bulunduğu, bu değişikliğin onaylı mimari projeye göre arka bahçe tarafında yapılması gereken bağımsız bölümün oda ve salonunun bir kısmını, banyonun ise tamamını kapsadığı; böylece dava konusu balkonun ve onu taşıyan kolonların ana taşınmazın onaylı mimari projesine aykırı bulunduğu saptanmış olmakla projeye aykırı olarak yapılan inşaatın yıkılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Kişinin mülkiyet hakkını sınırlayıcı, tasarrufunu önleyici nitelikteki önleme kararının infazı ve Köy Muhtarına teslimi suretiyle Köy Tüzel Kişiliğinin muaraza (sataşma) çıkardığı, bu durumda yapılan müdahalenin ve çıkarılan muarazanın (sataşmanın) haklı olmadığı - İdari kararla davacının çaplı taşınmazının bir bölümünün de karar kapsamına alınarak, malik olan davacının burayı kullanmasının önlenmesi, kararın infazından kaynaklanan hukuksal bir elatma olduğu, yönetsel önleme kararının infazı ile davacıdan arazisinin bir kısmını kullanmaması istenilmekte ve davacının bu karara uymaması durumunda her an 3091 sayılı Kanunun öngördüğü yaptırımın tehdidi altında bulunduğu, davacının mülkiyet hakkının kendisine tanıdığı yetkilere kavuşabilmesi için kararın infazı sonucu taşınmazı teslim alan Köy Tüzel Kişiliğine karşı dava açmasının yerinde olduğu-
Kat mülkiyetinin kurulmasını isteme hakkı, taşın­mazın malikine veya paydaşına ya da yasal temsilcilerine ait olduğundan, paydaş olmayan davacının taşınmazda paydaş kılınmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasının gerekeceği-
Elbirliğiyle mülkiyetin paylı mülki­yete dönüştürülmesi için açılan dava sonu­cunda mahkemece kurulan hükümde, her bir paydaşın hissesinin ayrı ayrı somut olarak be­lirtilmesinin gerekeceği-
Yanların her ikisinin de kendilerine ait daireleri başkalarından mevcut haliyle satın aldıkları dosya kapsamı ile sabit olup, projeye ay­kırılığın oluşmasında taraflara kusur yükletilemez ise de, bağımsız bölümleri satın almaları sırasında, projeye uygun olup olmadığı ko­nusunda yeterli özeni gösterdiklerininde söylenemeyeceğinden bunun hukuki sorumluluğunun tek bir tarafa yükletilmesi hak ve nesafet ilkeleriyle bağdaşmayacağı, bu durumda komşu bağımsız bölüm maliklerinin mülkiyetten kaynaklanan haklarını kullanırken karşılıklı fedakarlıkta bulunmaları yapılması gerekli işlere ve doğan zararın giderilmesine yararlanmaları ölçüsünde katılmalarının en uygun çözüm olacağı-
Belediye ve mücavir alan sınırları içinde olup, Bakanlıkça tespit edilecek alanlarda bulunan Hazineye ait taşınmazlardan, 31.12.2000 tarihinden önce üzerinde yapılanma olanların; öncelikle yapı sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerine satılmak ya da genel hükümlere göre değerlendirilmek üzere ilgili belediyelere bedelsiz olarak devredilmesi gerekeceği- Bu şekilde devredilen taşınmazların haczedilemeyeceği ve üzerinde üçüncü kişiler lehine herhangi bir sınırlı ayni hak tesis edilemeyeceği, bu taşınmazların, belediyelerce öncelikle talepleri üzerine yapı sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerine, rayiç bedel üzerinden doğrudan satılacağı-
Kesinleşen orman sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi talebiyle aşılan davaya konu taşınmaz tapuda müşterek mülkiyet şeklinde kayıtlı olduğundan ve müşterek maliklerin hakları etkileneceğinden bu davanın niteliği gereği diğer müşterek maliklerin de davada yer alması gerektiği- Aleyhine dava açılmayan diğer paydaşlar yönünden de dava açılması amacıyla davacı idare vekiline süre verilmesi, dava açılması durumunda aralarındaki bağlantı nedeniyle davaların birleştirilmesi hususunun düşünülmesi gerekeceği-
Miras bırakandan muvazaalı olarak al­dığı taşınmazları iyi niyetli 3.kişilere satmış ol­ması ve davacı mirasçının da muvazaayı kanıt­laması halinde payı oranında tazminata karar verilmesi, miras bırakanın saklı tuttuğu, daha sonra 3.kişiye satışı sırasında devrettiği intifa hakkının değerinin tazminattan indirilmesinin ge­rektiği-
Krokide mükerrer kadastro yapılmış olan bölümlerin miktarlarının belirlenmesi ve sadece bu kısımlar için hüküm kurulması gerekeceği-