Maliki olduğu parsele davalı tarafından demir kapı, çit yapılmak suretiyle müdahale edilmesi nedeniyle taşınmazına geçişinin engellendiğini, taşınmazın davalı tarafından kullanıldığını ileri süren davacının istemi kabul edilerek, demir kapının yıkılmasına, davacının kullanımının engellendiği gözetilerek, engellenen kısım yönünden el atmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verileceği-
E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının, davalının davacı adına kayıtlı taşınmazı fuzulen işgal edildiği iddiasıyla açıldığı; anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu-
Çekişme konusu taşınmazda hangi davalının hangi bölümleri kullandığı tam olarak belirlenmeden sonuca gidildiğinden, mahkemece anılan taşınmaz üzerinde yeniden keşif yapılıp davalıların kullandıkları bölümlerin ayrıntılı olarak saptanıp, davalı şirket hakkında da elatmanın önlenmesine ve davalıların kullanım durumlarına göre ayrı ayrı hesaplanarak ecrimisile karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, öncelikle taraflara mahkeme dışında düzenledikleri sulh sözleşmesini ibraz etmelerini, sulh sözleşmesinde yargılama giderinden sorumlu olunacak miktar ve vekalet ücretiyle ile ilgili bir anlaşma bulunmuyor ise bu konuda anlaşmaları için taraflara uygun süre vermesini, tarafların verilen sürede bir anlaşmaya varamadıklarını mahkemeye bildirmeleri halinde sulh sözleşmesinde kabul ve feragat edilen miktarlar dikkate alınarak vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği-
Uzman bilirkişi aracılığı ile yerinde keşif yapılarak bilimsel verilere uygun, hüküm vermeye ve denetlemeye elverişli, infaz kabiliyeti bulunan rapor alınması, davacının taşınmazına davalıların bir müdahalesinin olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma sonrası yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı- Bozma ilamı doğrultusunda davacı ve davalı tanıkları yeniden dinlenerek davalının elatmanın önlenmesi istemi davasına konu taşınmaza müdahalesi olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesinin ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerektiği-
Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu-
Hükme esas alınan fen bilirkişisi raporunda davalının taşınmazının A harfi ile gösterilen balkon kısmı ve B harfi ile gösterilen bina kısmının yol boşluğunda kaldığı belirtildiğine göre yola elatma sabit olduğundan mahkemece elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekeceği, binanın yıkımının fahiş zarar doğuracağı gerekçesiyle B harfi ile gösterilen bölüm bakımından davanın reddedilemeyeceği-
Davalı, adına kayıtlı olan dava konusu araçla ilgili dilediği şekilde tasarrufta bulunabilme hakkına sahip olduğundan ve anlaşma protokolünde de buna dair engelleyici bir hükme yer verilmediğinden, davalının, boşanma kararının kesinleştiği tarih ile dava konusu aracın üçüncü bir şahısa satıldığı tarih aralığında aracı kullanamamaktan dolayı oluşan zararının tespit edilerek tazminatın ona göre takdiri gerekeceği-
Davacının çekişme konusu 707 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki payını temlik ettiği gözetilerek, öncelikle 6100 sayılı HMK'nun 125. maddesindeki düzenleme uyarınca işlem yapılarak, yeni kayıt maliki Ata Madencilik Gıda İnşaat Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine tebligat yapılması, davayı takip ederse işin esası bakımından karar verilmesi, etmezse HMK'nın 150. maddesinin uygulanması gerekeceği-