E.tmanın önlenmesi davası derdest olup, derdest bir davanın mevcudiyeti halinde çekişmeli taşınmaza ilişkin kadastro işleminin kesinleştiğinden bahsedilemeyeceği, yargılama sırasında yapılan kadastro işlemleri sırasında tutanağın şeklen kesinleştirilmiş olmasının hatalı olduğu-
Kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği-
Dava konusu bağımsız bölümlerin 1/2 paydaşının mirasçılarından F.'nin, dava dışı olduğu gözardı edilerek ½ paya isabet eden ecrimisilin paydaşın tüm mirasçılarına miras hisseleri oranında ödenmesine karar verilemeyeceği-Alınması gereken harç miktarının, elatmanın önlenmesine karar verilen bağımsız bölümlerin bilirkişilerce belirlenen değerleri ile hüküm altına alınan ecrimisil bedeli toplamı olması gerekeceği, davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin harçlandırılan elatmanın önlenmesi değeri ile hüküm altına alınan ecrimisil miktarı üzerinden hesaplanması gerekeceği-
Tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olmasının zorunlu olduğu, kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak olmadığı-
Dava konusu taşınmazda, davalı dışında başkaca kişilerin de malik oldukları anlaşıldığından, taşınmazın paydaşları tarafından tüm paydaşlarının katıldığı kullanıma ilişkin geçerli bir taksim sözleşmesi yapıldığı iddia ve ispat edilmediğinden ve yıkım kararı verilmesi halinde davada taraf olmayan paydaşların hukuku da etkileneceğinden dava konusu parselin davalı dışındaki paydaşlarının da davada taraf olmasının zorunlu olduğu-
E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil davası, davacı adına kayıtlı taşınmazın kira sözleşmesi kapsamı dışındaki bölümünün davalı tarafından fuzulen işgal edildiği iddiasıyla açıldığı, anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün asliye hukuk mahkemesinin görevinde olduğu-
Resmi akitteki gibi çatı piyesli bölümün davacıya ait bölüm içinde mi yoksa davalıya ait bağımsız bölüm içinde mi kaldığı tartışmalı olduğundan,  tüm tedavüllerinin getirtilmesi, bu dairenin çatı piyesli olup olmadığının saptanması, resmi akde neden çatı piyesli daire olarak yazıldığının açıklığa kavuşturulması, mahallinde üç kişilik uzman bilirkişi ile tasdikli proje de uygulanarak keşif yapılması, bu hususun duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması ile bir karar verilmesi gerekeceği-
Hükmen veya resmi işlemle kısıtlama getirilmediği sürece haricen verilen iznin her zaman kaldırılmasının mümkün olduğu- Mahkemece davacının rızasını geri aldığı gözetilerek davalının haksız hale gelen kullanımının dolayısı ile daireye müdahalesinin menine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım, birleşen dava ise çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi isteklerine ilişkin davada, mahkemece, içlerinde inşaat mühendisi de bulunan uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile yerinde keşif yapılması, birleşen davanın davalısına ait binanın saçaklarından akan yağmur sularının davacıya ait taşınmaza zarar verip vermediğinin saptanması, zararın varlığı halinde davalı tarafından alınması gereken önlemlerin nelerden ibaret olduğu ve zararın nasıl giderileceği yönünde bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınması, önerilecek önlemlerden olaya en uygun düşeni ve adil olanı seçilip ona hükmedilmesi gerekeceği-
Çekişme konusu bağımsız bölümün dava dışı kişiye satış suretiyle temlik edildiğinden, yeni malike HMK'nun 125/2.maddesi uyarınca tebligat yapılması, davayı takip etmesi halinde,el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemleri bakımından karar verilmesi, etmezse HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekeceği-