Davacı vekili tarafından; idare mahkemesininde açılan ve yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle verilen görevsizlik kararı üzerine HMK 20. maddesinde belirtilen iki haftalık süre içerisinde usulüne uygun bir şekilde, adli yargıya başvurulmamışsa da, bu dava -TBK'nın 158. maddesinde belirtilen- altmış günlük süre içerisinde açıldığından, mahkemece; eldeki davanın idare mahkemesinde açılan dava tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin korunduğunun kabulü gerektiği- Makine kırılması poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davada, davacının halefiyet kuralı çerçevesinde 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olmasına rağmen, hatalı gerekçe ile 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi tutulmasının isabetsiz olduğu- Davacının eldeki adli yargıda harç yatırarak açtığı dava tarihi TBK m.158'de öngörülen 60 günlük süre içerisinde olup zamanaşımı süresi dolmadığından, mahkemece, zamanaşımı def'isinin reddi ile, işin esasına girilmesi gerektiği-

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşü ...