Adi ortaklık şeklinde eser yapımı üstlenilen akitlerde davanın adi ortaklığı oluşturan tüm gerçek ya da tüzel kişiler tarafından açılması ya da dava açmayan ortağın akitten doğan haklarını dava açan ortağa temlik etmesi veyahut da açılan davaya muvafakatinin sağlanması gerektiği-
Trafik kazasında meydana gelen yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkin talebin, aracın işleten ve sürücüsü olan davalılar K.T.K ve T.B.K hükümlerine göre trafik sigortası arasında müteselsil sorumluluk bulunup, usul ekonomisi, arada bağlantı bulunması ve davanın daha iyi bir şekilde görülüp sonuçlandırılması bakımından  Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Bir kısım davalıların adreslerini ve kimlik bilgilerini bildirmediğinden davetiye çıkarılamadığı, davacının süresi içerisinde davalıların adres ve T.C. Kimlik numaralarının bildirilmediğinden "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmesi gerektiği-
Derdestlik ilk itirazında bulunulduğu tarih itibariyle HUMK hükümleri yürürlükte olduğundan, tamamlanmış işlem söz konusu olup, HMK'nın 448. maddesi uyarınca, bu kanun (HMK) hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı- Mahkemece, süresinde derdestlik ilk itirazında bulunmamış olan davalı kooperatif ile anılan dosyada taraf sıfatı bulunmayan davalı dışındaki diğer davalılar yönünden derdestlik nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın usulden reddinin hatalı olduğu- Dava konusu edilen dairenin dosyada bulunan tapu kaydında davalı adına satış vaadi şerhi bulunduğundan, davacının kendi adına tahsis edilen dairenin tespiti ve bu dairenin tapusunun iptali ile adına tescili istemi yönünden bu davalının pasif husumetinin bulunduğu kabul edileceği-  Mahkemece, ticaret mahkemesi ilamını kesinleştirmek üzere davacı vekiline süre verilmesi, davacıya dairenin tahsis edildiğinin ancak kooperatifçe davacıya bu dairenin ya da başka bir dairenin verilemediğinin kabulü ile tazminata hükmedilmesine ilişkin bu ilam temyiz edilmeksizin bu şekliyle kesinleştiğinde, konut karşılığı tazminat almaya hak kazanmış olan davacının, artık tapu iptal ve tescil ve tazminat isteyemeyeceğinin gözetilmesi, hükmün bozulması halinde, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 277 vd. (ya da BK. 18) uyarınca açılan tasarrufun iptali davaları "ticari davalardan olmadığı"ndan ve bu davaların asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiği-
Şikayetçinin alacağının tamamen tahsil etmiş olduğunun belirlenmesi halinde, "şikayetçinin sıra cetvelinin iptalini istemekte hukuki yararının kalmadığı" gerekçesiyle HMK. mad. 114/1-h ve 115/2 uyarınca dava şartı noksanlığından şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde, mahkemece, takdir hakkının yargılamanın duruşma yapılarak görülmesinden kullanılması ve ilgililerin duruşmaya çağrılması gerektiği- Şikayette hasım gösterilmemesi ya da eksik veya yanlış kişiye husumet tevcih edilmesi talebin reddini gerektirmeyeceğinden, mahkemece şikayetçiye sıra cetvelinde sadece kendisine pay ayrılan diğer alacaklılara husumet tevcihi yönünde HMK. mad. 119/2 uyarınca kesin süre verilip bu alacaklıların da davaya dahil edilmesi, duruşma açılması, şikayet dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek, taraf teşkilinin sağlanması, varsa savunma ve delilleri değerlendirilerek uyuşmazlığın incelenmesi gerekirken, taraf teşkili yapılmadan dosya üzerinden hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
TBK 19. uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasında, davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı, davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek, İİK. mad.  283/1, 2 kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden yetki verilmesi gerektiği- Davacılar haksız fiille ilgili olarak davalı aleyhine tazminat davası açtıklarından, davanın sonucu beklenerek davacılar lehine tazminata hükmedildiği takdirde, davalılar arasındaki dava konusu taşınmazın satış işleminin muvazaalı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Gider avansının eksik olduğunun anlaşılması halinde, tamamlattırılması için HMK. mad. 120/2 gereğince verilecek iki haftalık kesin süre ile birlikte gider avansının nelerden ibaret olduğunun net olarak belirlenmesi ve tarafa avansın yatırılmamasının hukuki sonuçları konusunda uyarı yapılması gerektiği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmezse, ancak o takdirde davanın, "dava şartı yokluğu" sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği- İtiraz dilekçesi ekinde sunulan dekonta göre, 150 TL tutarındaki paranın PTT havalesi ile mahkemeye gönderildiği, tensip tutanağının birinci maddesi ile de gider avansının yatırıldığı anlaşıldığından, icra mahkemesince dava dilekçesinin kabulüne karar verildiği, 10.3.2015 tarihli celsede ise, borçlu vekilinin, gider avansını yatırmış oldukları, ancak iade edilmiş olması halinde tekrar yatıracaklarını beyan etmesi üzerine, mahkeme ara kararı ile; "davacı vekilince posta havalesi ile gönderilen avansın iade edilmiş olması durumunda, mahkeme veznesine 150 TL yatırması için iki hafta süre verilmesine" karar verildiği anlaşıldığından, başlangıçta borçlunun gider avansını yatırdığı ve fakat PTT'den iade edildiği anlaşıldığına göre; HMK. mad. 120/2. maddesi gereğince gider avansını yatırmak üzere borçluya HMK. mad. 94'e uygun süre verilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, borçluya kesin süre verilmeksizin ve avansın "gider" avansı olduğu belirtilmeksizin sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacağı tamamen reddedilmiş olan alacaklının, ancak kendi (reddedilen) alacağı hakkında, masaya karşı, sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası açabileceği, (m.235,II c.1); alacağı sıra cetveline kabul edilmiş olan başka bir alacaklıya karşı sıra cetveline itiraz (kayıt terkini) davası (m.235,II c.2) açamayacağı, fakat, alacağı tamamen reddedilmiş olan alacaklının, kendi (reddedilmiş olan) alacağı için iflas masasına karşı sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası (m.235,II c.1) açmış ise, alacağı sıra cetveline kabul edilmiş olan alacaklıya karşı da sıra cetveline itiraz (kayıt terkini) davası (m.235,II c.2) açabileceği; her iki sıra cetveline itiraz davasını da, m.235,I'deki 15 gün içinde açması gerekeceği-
HMK'nın 448. maddesi anlamında dava açılma işleminin tamamlanmış olduğu anlaşıldığından, tamamlanmış işlemden sonra yürürlüğe giren tarifeye dayalı olarak gider avansının ödenmesi istenemeyeceği- Davanın HMK'nın yürürlüğünden önce açılmış olması, dilekçelerin teati aşaması tamamlanarak, tahkikat aşamasına gelinmiş olması karşısında; bu aşamada masrafa gerek olması halinde HMK'nın 324. maddesi uyarınca sonuca gidilmesi gerektiği- Yargılama aşamasında iflasına karar verilen şirket yönünden davanın kayıt kabul davasına dönüşeceği ve İİK. mad. 235/3 uyarınca basit yargılama usulüne tabi olduğu ve bu durumda, mahkemece davalı müflis ile diğer davalılar hakkındaki davanın farklı yargılama usulüne tabî olduğu gözetilerek bu davalı şirket ile ilgili dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydı ve tabî olduğu yargılama usulüne göre yargılamanın yürütülmesi, iflas idaresine dava dilekçesinin tebliği ile yazılacak müzekkere yönünden sadece tebliğ ve müzekkere giderinin yatırılmasının yeterli olduğunun gözetilmesi gerekirken, gider avansının yatırılmasına ilişkin dava şartı eksikliğinden davanın, bu müflis davalı şirket yönünden usûlden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-