Şikayetçinin gider avansı yatırmaksızın icra mahkemesine başvurduğu, gider avansının tamamlanması için şikayetçiye bir ihtarat yapılıp kesin süre verilmediği, HMK'nun 115/2. maddesine göre gider avansı eksikliği tamamlanabilecek dava şartı eksikliklerinden olup mahkemece şikayetçiye gider avansı eksikliğinin giderilmesi için kesin süre verilmeden davanın usulden reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
HMK hükümlerinde öngörülen yargılama kesitlerine (davanın açılması ve karşılıklı dilekçelerin verilmesi, ön inceleme, tahkikat, tahkikatın sona ermesi, sözlü yargılama ve hüküm) uyulmadan yazılı şekilde davanın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu- Bilirkişi raporuna yapılan itirazlar karşılanmadan, itiraza uğrayan raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğu- Davalı-borçlunun, davacılar hakkında suç duyurusunda bulunduğu anlaşıldığından, menfi tespit davasında, bu soruşturma dosyasının da incelenmesi gerektiği-
Davacı sigorta şirketi olup davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeninin, davalı ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklandığı, bu durumda görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olduğundan, mahkemece davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlük tarihinden sonra açıldığı ve kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda, davanın HMK 114/1-c.maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği- Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK. göreve ilişkin mad. 7 ve 27 hükümlerine uygun olarak gerekçede ve hüküm fıkrasında "mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine yer verilmesinin hatalı olduğu, ne var ki, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, HUMK. mad. 438/son uyarınca gerekçesi kısmen değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK. mad. 438/7 uyarınca hüküm fıkrasının aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerektiği-
Davacının talebine konu alacaklarının miktarının ancak bir yargılama sürecinden ve bilirkişi incelemesinden sonra tam olarak tespit edilebileceği, mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu dava konusu alacakların belirli alacaklar olduğu gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin bozma nedeni olduğu- Mahkemece alacağın miktarının belirlenebilir olduğu, belirsiz alacak davası açılamayacağı kabul edildiği halde davacıya talep ettiği alacaklarının miktarını tam olarak açıklayıp eksik harcı tamamlaması için kesin önel verilmeksizin davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Gerçek veya tüzel kişilerle tüketiciler arasında kurulan eser sözleşmelerinin tüketici işlemi kapsamına alındığı- Tüketici işlemlerinden doğan davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekeceği-
Gerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 115. gerekse 119. maddelerinde, verilen kesin sürenin bir haftalık olacağı da açıkça gösterildiğinden, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağı-
İşyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarara sebep olduğu iddia edilen davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkin davada mahkemece, anataşınmazda kat mülkiyeti kurulup kurulmadığının araştırılması suretiyle, kat mülkiyeti kurulu olduğunun saptanması halinde, davada Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Şirket adına talepte bulunan kişinin şirket adına dava takip yetkisi olmadığı yargılama boyunca mahkemece fark edilmediği gibi, taraflarca da ileri sürülmediğinden, mahkemece HMK'nun 115. maddesi uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle istemin usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava tarihi itibari ile borçlu şirketin Ticaret Sicili'nden terkini sağlandığından ve terkinle beraber tüzelkişiliği sona erdiğinden, tüzelkişiliği sona eren şirketin dava açma (icra mahkemesinde şikayette bulunma) yetkisinin olmadığı- Borçlu şirketin dava takip yetkisi olmadığı görüldüğünden, mahkemece HMK. mad. 115 uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle istemin usulden reddine karar verilmesi gerektiği-