Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmalarının dava şartlarından (HMK m. 114/1-d) olduğu ve kamu düzeniyle ilgili bu hususu mahkemenin davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu- Davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia bir kısım delille de doğrulandığından davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerektiği-
Kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği-
Davacı tarafından iş bu davanın açılmasından önce açılan dava, aynı kazaya ilişkin olarak aynı davacılar tarafından aynı davalılara karşı dava açılmışsa da, davanın konusunun destekten yoksun kalma ve manevi tazminata ilişkin olduğunun görüldüğü, oysa, bu dosyada davacıların talebi miktar olarak farklı olup önceki davaya ek dava olarak açılan destekten yoksun kalma istemine ilişkin olduğundan, mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken derdestlik nedeniyle davanın usulden reddinin doğru olmadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis istemine ilişkin davada, davacı tarafından isimleri bildirilen tanıklar dinlenmeden sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu- Asıl dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olup davaya konu taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm uygulaması ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığından, tespit davası açılmasında güncel hukuki yarar bulunduğundan söz edilemeyeceği- Asıl davada davalı olan tarafa, tespit davasını açması için süre verilmesinin hatalı olduğu (HMK. mad. 24/2)-
Borçlunun itirazında, tarafı yanlış göstermesi hatta hiç bildirmemiş olmasının icra hukuku anlamında sonuca etkisinin olmadığı- Mahkemece, İİK. mad. 169/a-1 uyarınca, taraflar duruşmaya çağrılıp iddia ve diyecekleri sorularak borca itirazın değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken,” ...davanın HMK. mad. 114/1-d, 115/2 uyarınca usulden reddine” karar verilmesinin hatalı olduğu-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan dava HMK 'nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığından, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Dava şartlarının bulunmaması halinde davanın usulden reddi gerekeceği, ne var ki, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin önel verilmesi, bu önel içinde noksanlığın giderilmemesi halinde davanın dava şartı yokluğundan reddin gerekeceği-
Davacının işyerine ilişkin abonelik türünün ticarethane olduğunun anlaşılması karşısında, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre davacının tacir olup olmadığının araştırılarak tacir olarak kabulü halinde Asliye Ticaret Mahkemesinin uyuşmazlıkta görevli olduğu; tacir sayılmaması halinde ise davanın Asliye Hukuk Mahkemesi 'nde görülmesi gerektiği-
Eksik inceleme yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olan dava, 27.12.2013 tarihinde 6100 Sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığından görevli mahkemeni Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu; görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği; tarafların da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabileceği ve görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkemenin ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlaması gerektiği-