Çekişmesiz yargı işi olan tapu kayıt maliki ile aynı kişi olunduğunun tespiti taleplerine sulh hukuk mahkemelerince bakılması gerektiği, bu davalarda asliye hukuk mahkemesinin görevli olmadığı- Hasım olarak Hazine değil, Tapu Müdürlüğü'nün gösterilmesi gerektiği-
Çekişmesiz yargı işi olan tapu kayıt maliki ile aynı kişi olunduğunun tespiti taleplerine sulh hukuk mahkemelerince bakılması gerektiği, bu davalarda asliye hukuk mahkemesinin görevli olmadığı-
Davacı sigorta şirketi davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınacağı, sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hakkın, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusu olduğu, eldeki davanın, sigorta şirketinin rücuen tazminat istemine ilişkin olduğuna göre; davacı sigortacının sigortalısı olan gerçek kişilerin (haksız fiil nedeniyle zarar görenler) açacağı davada görevli olan Asliye Hukuk Mahkemeleri'nin bu dava bakımından da görevli olacağı- Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK mad. 5/3 uyarınca, davanın asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemelerinden hangisinin iş sahasına girdiğinin, ancak taraflarca ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde dikkate alınabileceği düzenlendiğinden, somut olayda; davacının Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açtığı davada, davalının süresi içerisinde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu ilk itirazını ileri sürdüğü, mahkemece davalının bu itirazının reddine karar verilerek işin esası incelenip davanın kısmen kabul edildiği, halbuki, eldeki davada Asliye Hukuk Mahkemeleri'nin görevli olduğu, davalı tarafça süresi içerisinde iş bölümü itirazının ileri sürüldüğü gözetilerek HMK mad. 114/1-c'ye göre, görevsizlik nedeniyle HMK mad. 115/2 gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı vekili, hizmet kusuru bulunduğunu ileri sürerek davalı ........ Belediye Başkanlığı'na hizmet kusuruna dayalı olarak dava açtığından, görev-yargı yolu yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınacak hususlardan olduğundan, mahkemece davalı ......... Belediye Başkanlığı hakkındaki dava tefrik edildikten sonra, bu davalı yönünden idari yargının görev alanına giren uyuşmazlıkta yargı yolu caiz olmadığından HMK'nın 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dosya kapsamından; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılan teftiş doğrultusunda, yönetim kurulu eski üyesi olan davalıların eylemleri nedeniyle birliğin zarara uğratıldığının tespit edilmesi üzerine, olağan genel kurul kararı ile denetçilere, zararın tahsili için yetki verildiği ancak olağanüstü genel kurul kararı ile eldeki yargılamaya devam edilmesine muvafakat verilmemesine karar verildiği, bu nedenle de HMK.'nun 114. maddesinde açıklanan yasal düzenleme gereğince birlik adına işbu davayı açan davacıların, aktif dava ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından, davanın, aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile “ davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı-
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. maddesi gereğince operatörün maaşının ve özlük haklarının mal sahibi tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı, buna göre taraflar arasındaki sözleşmenin, tacirler arasındaki hizmet alım sözleşmesi olduğu, her iki tarafın tacir olduğu ve uyuşmazlığın da ticari işlerinden kaynaklandığı anlaşıldığına göre bu davaya ticaret mahkemesinde bakılması gerekeceği-
Ana taşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olması nedeniyle su baskını sonucunda oluşan maddi hasardan kaynaklı davada Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu-
Bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkin uyuşmazlıkta tüketici mahkemelerinin görevli olduğu-
Kat Mülkiyeti Kanunu'nun uygulanmasından kaynaklanan işyeri sigorta sözleşmesi nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkin davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği-
Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerektiği, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re'sen) dikkate alınmasının zorunlu olduğu, o halde mahkemece, davanın HMK 114/1-b. maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-