Delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dava açılışında davacı tarafından 300,00 TL gider avansı yatırılmış olduğundan, ........ tarihli celsenin 2 nolu ara kararı ile davacı tarafça yatırılmasına hükmedilen avansın, 4 nolu ara karardaki bilirkişi incelemesine yönelik giderleri kapsayacak şekilde yorumlanması gerektiği, bu haliyle yatırılması istenen 450 TL avansın niteliği itibariyle gider avansı değil, delil avansı mahiyetinde olduğundan, kesin süre içinde yatırılmamasının davanın usulden reddini gerektirmeyeceği, tarafın belirlenen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilinden vazgeçmiş sayılacağı, mahkemece, davacının bilirkişi delilinden vazgeçtiğinin kabulü ile mevcut delillere göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalı vekilinin vekaletnamenin onaylı suretini sunduğu ancak suret harcını yatırmadığı, mahkemece, davalı vekiline eksikliğin tamamlanması için kesin süre verilerek ihtaratta bulunmaksızın tespit üzerine doğrudan davalı vekili olarak dava ve duruşmalara kabul edilmemesine dair ara karar kurulduğunun anlaşıldığı, bu haliyle, HMK.da açıklanan yasal hükümler uyarınca vekile suret harcı yatırmak üzere kesin süre verilerek gerekli yasal ihtaratın yapılması ve sonucu beklenerek bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde kurulan ara karar ile, bu karara atıf ile tesis edilen hükmün davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanması mahiyetinde olup, usul ve yasaya aykırı olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden yetki verilmesi davasının 6502 sayılı Kanun'a göre Tüketici Mahkemelerinde değil, genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiği-
İşin esası hakkında değerlendirme yapılmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Dava konusu yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan çalışanının üçüncü kişinin ortağı ya da temsil yetkilisi olmadığı, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığından, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmadığından, davacı alacaklının İİK 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şubenin tüzel kişiliğinin dolayısıyla davada taraf ehliyetinin bulunmadığı gözetildiğinde, davada taraf teşkili sağlanmadan ve duruşma açılmadan yargılama yapılıp karar verildiği anlaşıldığından; dava dilekçesinde dernek şubesinin hasım gösterilmesinin temsilcide yanılma olduğu kabul edilerek, dava dilekçesi ve duruşma gününün tüzel kişiliği bulunan dernek adına ve genel merkez adresine tebliğe çıkarılması, dernek yetkilileri veya vekilleri duruşmaya geldikleri takdirde davaya karşı diyeceklerinin tespiti ile delillerinin ibraz etme imkanı tanındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davacı vekiline dava şartı olarak belirlediği gider avansına yönelik gider gerektiren işlemleri kalem kalem açıklamak, her kalemin miktarını ayrı ayrı göstermek suretiyle kesin süre verilmesi ve kesin sürede yatırılmamasının sonuçlarını da açıkça yazması gerekirken, kesin süre verilmeden doğrudan gider avansı eksik olduğundan davanın dava şartı yokluğundan reddinin isabetli olmadığı-
Davacı şirketin sigortalısının kullanımındaki iş yerinin bulunduğu ana taşınmazın, kat mülkiyeti kurulmuş bir taşınmaz olduğu; davacıya sigortalı iş yerinde bulunan malların bina ortak giderinden sızan sular sebebiyle dahili su hasarına maruz kalarak hasarlandığı gerekçesiyle davalıya husumet yöneltildiği görüldüğünden, ana taşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğunun kabulü gerekeceği-
Eksik gider avansının yatırılması konusunda, usulüne uygun ve gerekli koşulları haiz meşruhatlı davetiye borçluya tebliğ edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, borçlu yerine, alacaklı vekiline gönderilen davetiye sonucunda, gider avansı yatırılmadığı için borca itiraza ilişkin açılan davanın "açılmamış sayılmasına" karar verilmesinin hatalı olduğu-
Bünyesinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, arsa sahibi açısından güdülen amacın kullanmak için konut edinmek değil, arsasının değerlenmesini sağlayacak yapının arsa üzerine yapılması olduğu- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı geç teslim kira tazminatına istemine ilişkin uyuşmazlığın 6502 s. Kanun kapsamında bir uyuşmazlık olmadığı- Tarafların tacir olmadığı, buna göre davanın nispi ticari dava olmadığı, TTK. mad. 4/1'de, TBK'nın 470 vd. maddelerine atıf yapılmadığından davanın mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı gözetilerek asliye hukuk mahkemesince uyuşmazlığın görülmesi gerektiği- HMK. mad. 115/2 uyarınca, dava şartı noksanlığını tespit eden mahkemenin davanın usulden reddine karar vermesi gerektiği-