Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemli davanın 6502 Sayılı Yasa kapsamında olmadığı- Tüketici mahkemesinin göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı Kurum'un, davalının eşine yapılan ödemelerin yersiz olduğu ve bu ödemelerden davalının da sorumlu olduğu gerekçesiyle haksız fiil hükümlerine göre zararın tahsilini talep ettiği davada, 5510 sayılı Kanun’un 56/son ve 96. maddesi, yapılan yersiz ödemelerin hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı almak amacıyla boşanan eşten geri alınmasını düzenlemekte olup, davacı kurum ile davalı arasında sigortalılık ilişkisi bulunmadığından ve davalının eski eşi ile Kurum arasında sigortalılık ilişkisinin kurulması, davalıya 5510 sayılı Kanun’un 56. maddesi bağlamında herhangi bir sigortalılık statüsü kazandırmadığından iş mahkemelerinin görev konusuna giren bir ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlığın haksız fiile ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerektiği, davanın iş mahkemesinde değil genel mahkemede görülmesi gerektiği-
Vakıf Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışan davacı Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi idari sözleşme ile çalıştığından, uyuşmazlıkta idari yargının görevli olduğu-
Kooperatif ile ortağı arasındaki davalar ticari dava olup ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Sigorta tahkim komisyonu uyuşmazlık hakem kurulu kararın iptali ile tazminat istemli dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin herhangi bir beyan bulunmadığı gibi dava dilekçesine arabuluculuk anlaşamama tutanağının eklenmediği, buna göre arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açıldığı, davanın TTK'nın 5/A-1 maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu davalardan olduğu anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 149 ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat davası niteliğinde olup, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde davalı taraf ile arabuluculuk faaliyetinde bulunulduğuna dair tutanak sunulmadığı, bu hali ile yasanın aradığı şekilde dava açılmadan önce arabuluculuk kurumuna başvurulmadığı ve dava şartının gerçekleşmediği-
Dava, davalı tarafın haksız olarak anlaşmayı feshetmesi sonucu oluşan maddi zararın tazmininin talebi olduğundan zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşıldığından, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verdiği-
Dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatın olması ve Kurumca müracaata konu istemin zımnen ya da açıkça reddedilmesi gerektiği dava şartı olarak düzenlenmiş olup, eldeki davada, davacı tarafından 5521 s. Kanunun 7/3 maddesine uygun bir şekilde, Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat ve Kurum tarafından bu müracaata konu istemin reddine ilişkin bir işlem veya eylem bulunmadığı, davaya konu istemi hakkında Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat etmesi ve bu müracaat hakkında anılan yasal düzenleme uyarınca Kurumun red iradesini gösterir işlem veya eyleminin olduğunun belgelenmesi için kesin, ihtaratlı önel verilmesi; bu süre içerisinde dava şartı eksikliğinin tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilip; Kuruma müracaat ve müracaatın reddine dair Kurum işlem veya eylemine ilişkin dava şartının tamamlanması halinde ise davanın esasına girilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Her iki davanın tarafları, dava sebepleri ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucu aynı olmadığı gibi ilk davadan verilen kararın gerekçesinde bahsedilen ve mahkemece yanılgılı şekilde kesin hükme esas teşkil ettiği kabul edilen hususların da bu davadaki talep ile doğrudan ilişkisi bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, uyuşmazlığın esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kooperatifler Kanunun 99'uncu maddesine göre, Kooperatifler Kanunundan doğan hususlardan dolayı açılan hukuk davalarının, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacağı, somut olayda kooperatif üye aidat alacağının tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine itirazın iptali davasının ticari dava niteliğinde olduğu, 1163 sayılı 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. 'nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılması gerektiğinden, davacının huzurdaki davayı açmadan önce zorunlu arabuluculuk müessesine başvurmadığı anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verildiği-