İşyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi- Mahkemece; davalılara husumet yöneltilmesine neden olan bağımsız bölüm ile davacıya sigortalı işyerinin bulunduğu binada davaya konu hasar tarihi itibariyle kat mülkiyetine geçildiğinin tespiti halinde, uyuşmazlığın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan kaynaklandığının gözetilmesi; yapılacak araştırmada, kat mülkiyetine geçilmediğinin saptanması halinde ise, KMK'nun 17/3. maddesi gereği, hasar tarihi itibariyle anataşınmazın üçte ikisinin fiilen kullanılmaya başlanılıp başlanmadığının araştırılması ve üçte ikilik kullanımın olması halinde, uyuşmazlığa yine kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağının dikkate alınması; ayrıca, davacı sigortalısı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olması nedeniyle de uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi olabileceğinin mahkemenin davada görevli olup olmadığının hükümde tartışılması; mahkemenin görevli olduğu sonucuna varılması halinde işin esası hakkında hüküm tesisi; aksi halde görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Mal paylaşımına esas olacak gayrimenkulün davalının kardeşine muvazaalı olarak satıldığından, bu satışın iptaline ilişkin davanın davacı yönünden "haksız eylem" niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın "aile değil", "asliye hukuk mahkemesi"nde görülmesi gerektiği-
İİK'nın 89. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkin davanın genel mahkemede değil "icra mahkemesinde" görülmesi gerektiği-
Usul ekonomisi gereği, mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddedilebileceği-
Elinde ihtiyati tahakkuk yapma imkanı bulunan ve gerektiğinde tasarrufun iptali veya "tüzel kişilik perdesinin kaldırılması" olarak adlandırılan davaları açabilecek olan davacı idarenin, davalıların, davalı şirket ortağı olduklarının tespitini isteme ve tedbir talepleri yönünden hukukî yararın bulunmadığı-
Menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi olmadığından, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı-
Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddianın, geçerli bir istihkak iddiası sayılmayacağı- Dava konusu haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kişinin üçüncü kişi şirkete bağlı alt taşeron şirketin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı anlaşıldığından ve davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmadığından, davacı alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca istihkak davası açmakta hukuki yararı olmadığı ve bu durumda davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi halinde davalı yararına da Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemli davanın 6502 Sayılı Yasa kapsamında olmadığı- Tüketici mahkemesinin göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı Kurum'un, davalının eşine yapılan ödemelerin yersiz olduğu ve bu ödemelerden davalının da sorumlu olduğu gerekçesiyle haksız fiil hükümlerine göre zararın tahsilini talep ettiği davada, 5510 sayılı Kanun’un 56/son ve 96. maddesi, yapılan yersiz ödemelerin hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı almak amacıyla boşanan eşten geri alınmasını düzenlemekte olup, davacı kurum ile davalı arasında sigortalılık ilişkisi bulunmadığından ve davalının eski eşi ile Kurum arasında sigortalılık ilişkisinin kurulması, davalıya 5510 sayılı Kanun’un 56. maddesi bağlamında herhangi bir sigortalılık statüsü kazandırmadığından iş mahkemelerinin görev konusuna giren bir ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlığın haksız fiile ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerektiği, davanın iş mahkemesinde değil genel mahkemede görülmesi gerektiği-
Vakıf Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışan davacı Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi idari sözleşme ile çalıştığından, uyuşmazlıkta idari yargının görevli olduğu-