Takibin kesinleştirilmesi talebi ile birlikte aynı anda ve aynı işlem ile emekli maaşlarının tamamına haciz konulması yönünde verilen muvafakatin, icra takibinin kesinleşmesinden önce olması nedeniyle geçersiz olduğu-
İcra müdürünün borçlunun önceden muvafakatinin bulunması halinde gelir, aylık ve ödenekleri üzerine haciz koyabileceği, dolayısıyla, İİK.nun 83/a maddesinde ki genel kuralın aksine, “takibin kesinleşmesinden sonra olmak koşulu ile” borçlunun haciz tarihinden önceki muvafakatinin geçerli olduğu sonucunun ortaya çıktığı-
Davacı tarafından kullandığı kredide temerrüde düşmesi üzerine davalı banka tarafından emekli maaşlarına bloke koyulduğunun belirtildiği davada, taraflarca imzalanan sözleşmenin ilgili maddesinde ve taahhütname (muvafakat) ile şahsın borcun ödenmemesi halinde banka nezdinde bulunan tüm alacakları, mevduat ve hesapları üzerinde bloke, hapis, mahsup, takas etme ve hesaptan tahsilat yetkisini davalı bankaya verdiği, kredi geri ödemelerinin maaş hesabından yapılmasına muvafakat ettiği açık olarak; bankanın sözleşme hükümlerine göre yaptığı işlemin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerin dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olduğunun kabul edilemeyeceği; emekli maaşından tahsil edilen miktarın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinin iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı-
5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesinde değişiklik getiren ve 28/02/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Yasa'nın 32/2-b maddesine göre ise; "Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir." hükmünün getirildiği, bu düzenlemenin usule değil, esasa ilişkin olup, İlK.nun 83/a maddesi karşısında özel hüküm sayılacağı ve öncelikle tatbik edileceği, İİK.nun 83/a maddesine göre daha özel düzenleme içerdiğinden, takibin kesinleşmiş olması şartıyla 28/02/2009 tarihi sonrasında artık borçlunun, 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesi kapsamındaki gelir, aylık ve ödeneklere ilişkin hacze muvafakatinin geçerli olacağı-
Emekli maaşının aylık kredi tutarından az olduğu bilinerek, davacının kredi borcu ödemelerini düzenli yaptığı dönemde "bankaya takviye maksatlı para yatırmasının" yani başlangıçtaki iradesinin "kredinin yeterli olduğu ölçüde emekli maaşından karşılanması" şeklinde yorumlanması sonucunu doğuracağı- Davacının kesilen tutarın iadesi talebinin TMK. mad. 2'ye aykırılık oluşturduğu- Emekli maaşından yapılan toplam kesinti tutarının belirlenmesi ve borç miktarından daha fazla kesinti yapılmış olması halinde ancak bunun iadesine karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafından kullandığı tüketici kredisinde temerrüde düşmesi üzerine davalı banka tarafından emekli maaşlarına bloke koyulduğunun, icra takibi başlatılmadan ya da dava açılmadan, usulüne uygun muvafakat alınmadan emekli maaşının tamamına bloke konulmasının 5510 SY. mad. 93 'e göre mümkün olmadığının belirtildiği davada, taraflarca imzalanan sözleşmenin ilgili maddesinde ve taahhütname (muvafakat) ile şahsın borcun ödenmemesi halinde banka nezdinde bulunan tüm alacakları, mevduat ve hesapları üzerinde bloke, hapis, mahsup ve takas etme yetkisini davalı bankaya verdiği, kredi geri ödemelerinin maaş hesabından yapılmasına muvafakat ettiği açık olarak; bankanın sözleşme hükümlerine göre yaptığı işlemin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerin dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olduğunun kabul edilemeyeceği; emekli maaşından tahsil edilen miktarın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinin iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı-
Davacının emekli maaşı aldığı vakfın 506 Sayılı Yasa'nın geçici 20.  maddesinde belirtilen vakıflardan sayıldığı, 5510 Sayılı Yasanın 93. maddesi uyarınca  davacı tarafından emekli maaşından yapılan tüm kesintilerin talep edilebileceği, HMK. mad. 109 uyarınca açıkça vazgeçilmiş olunmadığı taktirde kısmi davada bakiye kısmın da istenebileceği-
Bankadan kredi alabilmek için davacının serbest iradesi ile kabul edip onayladığı sözleşme uyarınca kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle davacının maaşına bloke konularak kesinti yapılmasının mümkün olduğu, kredi sözleşmesinde yer alan bu hükmünün haksız şart olarak nitelendirilemeyeceği-
Haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin taleplerin, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde icra müdürü tarafından reddedileceği-
Borçlunun, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içinde takibe itiraz etmediğinden takip kesinlemiş olup, takibin kesinleşmesi üzerine verilen muvafakat geçerli olduğundan, borçlunun SGK'dan aldığı emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılması yönündeki şikayetinin de reddi gerekeceği-