Muhataba önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya Teb. K. mad. 21/2 uyarınca tebligat yapılamayacağı-
Karı-koca, hısım ve evlatlık gibi birlikte oturan kimselerin aile efradı sayılacağı ve sıhrî hısımlığın da buna dâhil olduğu- Tebligatın geçerliliği için, tebliği alacak kişinin o aile ile birlikte oturmuş, orayı adres olarak seçmiş olmasının zorunlu olduğu- Kendisine tebliğ yapılan davacının kardeşinin, tebliğ tarihinde kayıtlı yerleşim yeri adresi farklı olduğundan, davacı ile aynı konutta oturma ilişkisi bulunmayan kardeşine tebliğin yasal olmadığı-
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2 ve 79. maddelerinde, Kanunun 21/2. maddesine göre çıkarılacak tebligatların "açık mavi renkli" zarflarla yapılacağının belirtildiği- Davalılara yapılan gerekçeli karar tebliğlerinin, TK. mad.10/2 gözardı edilmek suretiyle, doğrudan doğruya TK. mad. 21/2 'e göre yapıldığı ve usulsüz olduğu-
Gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsendiği; muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılmasının mümkün olmadığı-Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacağından ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark olmadığı, her iki adresin de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adres olduğu; bildirilen adrese çıkarılan tebligatın "bila tebliğ iade edilmesi" halinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacağı-
Dava dilekçesi ve duruşma gününün 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2.maddesi gözardı edilerek davalıya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya mernis adresi olduğu da belirtilmek suretiyle tebliğe çıkartıldığı ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu-
Tebliğ imkansızlığı durumunda, "tebligatın Teb. K. mad. 21/2 uyarınca, bu adrese yapılması"na dair kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından anılan şekilde şerh verilmeden salt "mernis adresi" ibaresine dayanılarak, tebliğ memuru tarafından 21/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamayacağı-
Borçluya takip dosyasında bilinen adresine 7201 sayılı TK.'nun 10/1. maddesi uyarınca normal tebligat çıkarılarak tebliğ edilmeye çalışıldığı, tebligatın bila tebliğ dönmesi ile aynı Kanun'un 10/2. maddesi yollamasıyla TK'nun 21/2. maddesine uygun olarak tebligat çıkarıldığı, tebligat üzerinde, çıkaran merci tarafından, adres, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu için, tebligatın TK.'nun 21/2. maddesine göre yapılacağına ilişkin bir şerh bulunduğu, bu nedenlerle tebligatın usulüne uygun olduğu-
Tebliğ yapılmak istenilen adreste bulunmama sebebinin geçici mi yoksa sürekli mi olduğu yerleşim yerinin yurt dışı mı olduğu hususu araştırılmaksızın davalıya TK. 21/1. maddesine göre yapılan tebligatın geçerliliği olmadığı-  Diğer tebligatların da yine davalıya TK. 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği, tebliğ mazbatasında muhatabın çarşıya gittiğinin veya nereye gittiğinin bilinmediğinin imzadan imtina eden görevlinin beyanına göre yazıldığı, Tebligat Kanununa göre davalı yerine tebligat yapılabilecek kimselerden birinin tebligat yapılmak istenilen adreste bulunup bulunmadığı, bulunmuyorsa bulunmama sebebinin ne olduğunun da tevsik edilmediği halde , tebligatın TK 21/1. maddesine ve Tebligat Tüzüğünün 28. maddesine uygun bir tebligat olmadığı-
Muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya Teb. K. mad. 21/2 uyarınca tebligat çıkartılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İhalenin feshi talebinde bulunan şikayetçinin, satışın yapıldığı takip dosyasında borçlu olarak gösterilmiş ise de, satış kararından önce alacaklının bu şikayetçi yönünden takipten vazgeçtiği, bu durumda şikayetçinin satış dosyasına taraf olmadığı gibi ihale konusu taşınmazın tapu sicilinde ilgili sıfatı da bulunmadığından, öte yandan şikayet konusu ihaleye de pey sürmek suretiyle katılmadığından, ihalenin feshini istemesine yasal imkanın olmadığı, bu durumda şikayetçinin aktif husumet ehliyeti bulunmadığından işin esasına girilmeden mahkemece istemin reddi gerekeceği- Şikayete konu satış ilanı tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından TK'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden satış ilanı tebliğ işlemini TK'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği hükümlerine aykırı olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-