Şikayete konu taşınmazın bedelinden doğan katılma alacağına ilişkin borç sebebiyle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağı-
Değer artış payı alacağının hesabı için; ziynet eşyalarının cins ve miktarı, verildiği tarihteki değeri ile işyerinin bu tarihteki aylık kiralama sürüm değerinin ayrı ayrı saptanarak davacının katkı yaptığı tarihteki kiralama sürüm değeri ile katkıda bulunduğu miktarın toplamı gözetilerek davacı kadının yaptığı katkının, toplam değer içindeki oranının bulunması, bu oranın tasfiye tarihindeki kiralama sürüm değeri ile çarpılarak çıkacak miktarın değer artış payı alacağı olacağı- Taşınmazın tasfiye anındaki sürüm değeri, tasfiye tarihi olarak eldeki davanın karar tarihine en yakın tarih olarak kabul edilerek değer artış payı hesaplanıp taşınmazın tasfiye anında belirlenecek değerinden düşürüldükten sonra kalan miktar ile davacının katılma alacağının saptanacağı-
Davacı tarafından belirtilen herhangi bir mal tabirinin, taşınır ve taşınmazlar ile para değeri bulunan her türü alacak ve hakkı kapsadığı nazara alındığında, tarafların boşanma davası ile birlikte yapmış oldukları sözleşme ile mal rejimi tasfiyesini gerçekleştirecekleri-
Mal rejiminin ölüm sebebiyle tasfiyesi gereği tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde katkı payı alacağı isteğine ilişkin davaya aile mahkemesinde bakılacağı-
Dava konusu dairenin davalıya bağışlanmış olması halinde, davacı eş tarafından açılan katkı payı alacağı davasının reddedilmesi gerekeceği-
Değer artış payı ve katılma alacağına ilişkin davada tarafların evli olması halinde, bu davaların dava şartının gerçekleşmiş olmayacağı-
Taşınmazların alımına katkıda bulunduğunu iddia eden davacının, bu katkısına dayanarak ayın (mülkiyet) talep edemeyeceği, ayrıca; dosyadaki deliller ve tanıklarının açıklamalarına göre, davacının evlilik tarihinden önce 1970 yılında yurtdışına giderek 2 yıl çalıştığı bildirilmiş ise de, bu çalışmaların evlilik birliğinden önceki döneme ait olması ve davacının evlilikten önceki birikimini taşınmazın alınmasında kullandığını kanıtlayamadığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının yerinde bulunmadığı-
Davacı vekili tarafından tarihi açıklanan dilekçeyle dava tarihinden geçerli olarak yasal faiz istenilmiş ise de değer artış payı ve katılma alacağına ilişkin isteklerde karar tarihinden geçerli olarak faiz yürütülmesi gerekeceği-
Yasal faize, katkı payı alacağı bakımından “dava”, ıslah yapılmışsa ıslah edilen miktar bakımından “ıslah” tarihinden itibaren hükmedilebileceği-
?Taraflar arasında görülen değer artış payı ve katkı payı alacağına ilişkin davada, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğundan, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği-