Davacının kendisine sunulan bir takım vaatler karşılığında koşulsuz olarak taşınmaz üzerindeki katkı payı isteğinden vazgeçtiği, ancak 6100 sayılı HMK'nun 311.maddesi uyarınca vazgeçmenin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu ve eldeki davada irade bozukluğu nedeniyle vazgeçmenin iptaline yönelik bir istek ve dava bulunmadığından, davanın reddinde isabetsizlik olmadığı-
Dava, TKM'nun 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen kooperatif evinden kaynaklanan katkı payı alacağı isteğine ilişkin olup, toplam tasarruf miktarı karşısında ölen eşin katkı oranının saptanması ve bu katı oranının dava tarihine göre belirlenecek taşınmazın sürüm değeri ile çarpılması sonucu davacılara ait katkı miktarının bulunması gerekeceği-
Babasına ait arsasının satımından elde edilen para dava konusu 12 sayılı parsel üzerinde yapılan bina harcanmamış ise, bu takdirde, sadece davacının az önce açıklandığı şekilde toplam tasarruf miktarı karşısında saptanan katkı payı oranın yine dava tarihine göre keşfen belirlenen binanın sürüm değeri ile çarpılması ve çıkacak miktarın katkı payı alacağı olarak davacı yararına hükmedilmesi gerekeceği-
Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malların tasfiyeye tabi tutulacağı- Mal rejiminin sona erdiren ölüm sırasında sigortacı tarafından ödenen sigorta bedeli mevcut olmadığından, edinilmiş mal olarak kabulü ve mal rejiminin tasfiyesinde hesaplamaya dahil edilemeyeceği- Banka kredisi ile edinilen taşınmazın edinme değeri ve kredi borcunun mal rejiminin sona erdiği tarihten önce ödenmiş olup bedel karşılaştırıldığında, demenin toplam edinme değerine oranı % 4,25 olup, bu halde bu oran ile dava konusu taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin çarpımı ile elde edilecek miktarın yarısına katılma alacağı olarak karar vermek gerekeceği-
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözönüne alınarak, düğün masraflarının taksitle veya borçla yapılmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu değerlendirilerek, dava konusu taşınmazın bedelinin tarafların müşterek çocuklarının düğün masrafları için harcandığı ve bu şekilde mal rejiminin tasfiyesine konu bir bedel kalmadığının kabulü gerekeceği-
Davacının babası tarafından aracın alınması için verilen paranın hediye olmadığı, bu paranın davacının kişisel malı olarak aracın alınmasına yapılan kişisel katkı olarak gözönünde tutulması, davalının ziynet eşyaları ile aracın alınmasına yaptığı katkının da davalının kişisel malı olarak katılma alacağı ve değer artış payı hesabında gözetilmesi gerekeceği-
Kural olarak, 743 sayılı TKM'nin yürürlükte olduğu; 01.01.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması ve 4721 sayılı TMK'nun 227.maddesi hükümleri uyarınca; eşlerden birinin, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında değer artış payı alacağının belirlenmesi gerekeceği-
Taşınmaz üzerine hangi tarihte bina yapıldığı, davacının ziynet eşyaları ve düvesiyle hangi tarihte ne oranda katkı yaptığı tespit edilerek davacının sağladığı katkının oranın belirlenmesi, katkı tarihi itibarı ile davanın; 743 sayılı TKM'nun 170. maddesi uyarınca katkı payı alacağı davası mı, 4721 sayılı TMK'nun 227. maddesi uyarınca değer artış payı alacağı ve artık değere katılma alacağı niteliğinde olup olmadığı üzerinde durulması gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davasına ilişkin ilam, Medeni Kanun'un 227 ve devamı maddelerine dayalı katkı payı alacağına ilişkin olup, bu nevi ilamlar konu olarak anılan Kanun'un “Aile Hukuku” kitabında yer alsa da, tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer’i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamlar olup, bu nitelikleri itibariyle de katkı payı alacağına ilişkin ilamlar ile bu ilamların feri niteliğindeki ilam vekalet ücretinin diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmalarının mümkün olduğu-
Dava, aracın alımına kişisel maldan yapılan katkıdan kaynaklanan değer artış payı ve katılma alacağı isteğine ilişkin olup, 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK'nun m.118-395) kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesi'nde bakılacağı; aile mahkemesi kurulmayan yerlerde ise, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekeceği-