Mahkemece, tasfiyeye konu kooperatif hissesinin davalı tarafından devredilmiş olduğu gözönünde bulundurularak hakkaniyete göre TMK 227 maddesi uyarınca taşınmazın değeri tespit edilip ve konusunun uzmanı bilirkişiden rapor aldırılarak davacı lehine katılma alacağı ve katkısı nedeniyle değer artış payı alacağının hesaplanması gerekeceği-
Tapu kayıtların incelenmesinden intifa hakkının mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi itibariyle mevcut olduğu; intifa hakkının ekonomik değeri bulunduğundan mahkemece bu husus göz önünde bulundurularak iddia ve savunma çerçevesinde toplanan deliller değerlendirilerek davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Davalılar alacak talebine konu edilen taşınmazların üçüncü kişiden bağış yoluyla edinildiğini iddia etmiş ise de; taşınmazlardan biri dışındakiler ispatlanamamış olduğundan, belirtilen bu pay dışında muris eş adına kayıtlı diğer taşınmazların hissesi edinme tarihi göz önüne alındığında edinilmiş mal niteliğinde olduğu- Davacı eşin edinilmiş mallarına ziynetlerinin bedelini vermek suretiyle katkıda bulunduğu anlaşıldığından, davacının 'katılma alacağı' dışında TMK. mad. 227/1 gereğince 'değer artış payı alacağı' olduğunun kabulü gerektiği- Değer artış payı alacağına davacının kazancından elde ettiği birikimlerin katılmasının hatalı olduğu-Tarafların TMK'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 den sonra evlendiği ve bu birikimlerin evlilikten sonra yapıldığı anlaşıldığından, TMK. mad. 219 gereğince bu malvarlığının da edinilmiş mal niteliğinde olduğu- Mahkemece, davacının değer artış payı alacağı için, öncelikle ziynetlerin katkı tarihindeki değerinin hesaplanması için kuyumcu bilirkişiden ve taşınmazların değerinin tasfiye tarihine göre hesaplanması için uzman bilirkişiden rapor alınması daha sonra davacının usuli kazanılmış hakkı da dikkate alınarak hesaplama yapılarak değer artış payının hesaplanması gerektiği- Gerek katılma alacağı gerekse değer artış payı alacağının, mal rejimi ölümle sona erdiğinden tereke borcu niteliğinde olduğu-
Mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payına ilişkin tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davanın aile mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Katkı payı alacağına ilişkin davada dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği-
Davacı kadının 1960'lı yılların başından beri düzenli ve sürekli olarak profesyonel terzilik yaptığı ve gelir elde ettiği anlaşıldığından, davacının elde ettiği gelirinden yaptığı tasarrufla kendi adına bir mal edindiği ileri sürülüp ispat edilmediğine göre, davalı adına kayıtlı taşınmazın edinilmesine katkı yaptığının kabulü ile davacının geliri ve tasarruf miktarı ile katkı oranı kesin olarak tespit edilemediğine göre, dava konusu taşınmazın ilk edinme tarihine ilişkin tapu kaydı ve mal rejiminin sona erdiği miras bırakanın ölüm tarihindeki niteliği belirlenerek davacı lehine makul ve hakkaniyete uygun katkı payı alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Boşanma dava tarihinden önce emekli olması nedeniyle davalıya ödenen veya ödenmesi gerektiği halde ödenmeyip aktarılan miktarın sorularak tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve TMK'nun 228/2.maddesi gereğince bu miktarın mal rejiminin sona erdiği tarihten sonraya isabet eden bölümünün peşin sermaye değerinin davalının kişisel malı olduğu dikkate alınarak bakiye miktarın artık değer kabul edilmesi ve buna göre davacının katılma alacağının hesaplanması gerektiği- Kooperatif üyeliğinin TMK'nun 235/1 maddesi uyarınca tasfiye tarihindeki (karar tarihindeki) güncel karşılığı bulunması ve bulunan bu değerin mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihi öncesinde ödenen bölümüne davacı kadının katkısının %077 olduğunun kabulü ile davacı ve davalının kişisel malları belirlendikten sonra 01.01.2002 tarihinden sonrasına karşılık gelen payın ise edinilmiş mal olduğunun kabulü ile yarısı üzerinde davacı eşin artık değere katılma alacağının bulunduğunun düşünülmesi, bu kabullere göre talep hakkında bir karar verilmesi gerektiği- Hükmedilen alacağın katkı payı alacağı bölümüne dava tarihinden itibaren; katılma alacağı kısmına karar tarihinden itibaren faiz başlatılması gerektiği-
Değer artış payı ve artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye anındaki sürüm (rayiç) değerlerinin esas alınacağı; tasfiye anı karar tarihi olarak kabul edildiğinden ve dava konusu taşınmazın önceki değeri karar tarihi itibarı ile güncelliğini yitirmiş olduğundan, tasfiyeye konu taşınmazların yeniden sürüm (piyasa) değerlerinin belirlenmesi ve karar tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği-
Katkı payı ve katılma alacağına ilişkin davada, mahkemece dava konusu 3 tarla ve 1 bağ olmak üzere toplam 4 adet taşınmaz yönünden katılma alacağına hükmedilmiş ise de davalının cevap dilekçesinin ekinde sunduğu taşınmaz listesinde toplam 12 adet taşınmazdan dava konusu olmayan 7 adet taşınmazın satılarak bunlardan elde edilen para ile dava konusu taşınmazların edinildiğini savunduğu, davacı kadının duruşmada "davaya konu edilen taşınmazlar 2002 yılından önce kazanılan para ile alınmıştır ancak evlilik birliği içinde bende çalıştığım için bunlarda katkım vardır." şeklindeki imzalı beyanı ile bu olguyu doğrulayarak dava konusu taşınmazların diğer taşınmazlar satılarak edinildiğini kabul ettiği, ancak mahkemece bu savunma üzerinde yeterince durulmadan sonuca gidildiği anlaşıldığından, mahkemece, davalının cevap dilekçesinin ekinde belirttiği taşınmazların kayıtlarının tapu müdürlüğünden getirtilerek, taşınmazların el değiştirme tarihlerinin yakınlığı, öncelik-sonralık ilişkisi, alım-satım değerleri vs. gözönünde bulundurularak, tarafların gösterdiği tüm delillerle birlikte tartışılıp değerlendirilerek, davalının kişisel malından transfer edilip edilmediğinin araştırılması, gerektiğinde bilirkişiden bu hususlarda ek rapor alınması gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğundan, dava konusu büyükbaş hayvanlar yönünden talep edilen miktarın aşılmaması gerektiği-