Henüz rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlamadan (dolayısıyla paraya çevirme aşamasına geçirmeden) istihkak iddiasının incelenemeyeceği- Hapis hakkının kanundan doğan bir tür rehin hakkı olduğu–
Hapis hakkının, kanundan doğan bir tür ‘rehin hakkı’ olduğu; alacaklının hapis hakkını ‘taşınır rehininin paraya çevrilmesine ilişkin yol’ ile, İİK’nın 145 vd. maddelerine göre takip konusu yapılabileceği–
Bankaların yalnızca kredi sözleşmesinden kaynaklanan değil, her türlü alacaklarının tahsili için yaptıkları icra takibi nedeniyle gerçekleşen ihale sonucu taşınmazı alacaklarına mahsuben almaları halinde, anılan işlemin damga vergisinden müstesna olduğu- Kredi alacağından dolayı yaptığı icra takibi üzerine borçluya ait taşınmazı alacağına mahsuben almış olan bankanın KDV uygulamasından muaf olduğu–
Gerek İİK’nun 45. maddesinin, gerekse İİK’nun 257/I. maddesindeki düzenlemelerin, borçlu ile ilgili düzenlemeler olup, takip ya da ihtiyati haciz konusu alacağın kefillerinin bu hükümlerden yararlanamayacağı, kefillere ilişkin özel düzenleme BK’nun 487/I. maddesinde yer aldığından, bu madde gereğince kefilin borçlu ile beraber ‘müteselsil kefil’ ve ‘müşterek/müteselsil borçlu’ sıfatıyla veya başka bir sıfatla borcun infazını üstlenmiş olması halinde, alacaklının asıl borçluya müracaat ve rehinleri paraya çevirtmeden önce, kefiller aleyhine de takipte bulunabileceği–
İİK’nun 75. maddesinin ‘asıl borçlu’lar ile ilgili düzenleme içermekte olup, alacağı rehin ile temin edilmiş olan kimsenin ‘rehin veren’ hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçilmesini önlediği ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusunun, iflasa tabi şartlardan olsa bile, alacaklının yalnız ‘rehinin paraya çevrilmesi yolu ile’ takip yapılabileceğini belirtmekte olduğu, bu maddedeki kuralın ‘kefil’ler hakkında uygulanamayacağı–
İİK’nun 149/a’da (ve bu maddenin göndermede bulunduğu İİK. 33’de) borçlunun itirazının kabul ya da reddi halinde, borçlu (alacaklı) lehine/aleyhine %40 tazminata hükmedilemeyeceği–
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 10/III. Maddesi uyarınca; alacaklı bankanın, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça, kefiller hakkında takip yapamayacağı–