Boşanma davalarında mahkeme tarafından taraflara tanıklarını duruşmada hazır bulundurma zorunluluğu yüklenemeyeceği hakimin tanık adedini hakkın suistimali niteliğinde olmadıkça belirleyemeyeceği delil listesinde yer alan tanığın dinlenmesinden davalı tarafından vazgeçilmediğinden davalı tanığının usulüne uygun celp edilip dinlenmesi gerekeceği-
Usulüne uygun şekilde açılmış ve harcı yatırılmış bir karşı boşanma davası olmadan, mevcut olmayan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin kanuna açık aykırılık oluşturacağı-
Boşanma davasında davacının davasının reddine karar verildiği halde davalı kadının yapmış olduğu yargılama giderleri hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-
Dava açıldığı tarihte davacı kadının yerleşim yeri Ankara olduğundan ve dava tarihine kadar 6 aylık birlikte oturma koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından davaya Ankara Aile Mahkemesinde bakılması gerekeceği-
Boşanma davasında yetki eşlerin son altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi veya eşlerden birinin ikametgahı mahkemesine ait olduğu, davacının bunlardan birini serbest olarak seçmesine rağmen yetki itirazının kabul edilemeyeceği-
Boşanma davasında davalıya cevaba cevap dilekçesi ve ön inceleme duruşmasına çağrı davetiyesinin tebliğ edilememesi bu sebeple ön inceleme duruşmasında bulunamaması aynı zamanda tahkikat duruşmasına davet edilmeden davalının yokluğunda hüküm kurulmasının davalının hukuki dinlenilme hakkına aykırı olacağı-
Boşanma davasında yetkisizlik kararı kesinleştikten sonra en geç on gün içinde yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edileceği aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağı-
Boşanma davasında çocukların velayeti belirlenirken yaşı itibariyle idrak çağında olan müşterek çocuğun Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddelerince, velayeti konusunda bilgilendirildikten sonra velayet tercihi hakkında görüşünün sorulması; bu beyan yeterli bulunmadığı takdirde de, 4787 sayılı yasanın 5. maddesi gereğince maddede gösterilen uzman veya uzmanlardan rapor alınmak ve bu suretle, gerçekleşecek sonucuna göre karar verileceği-
Davacının, dava dilekçesinde yer almayan, ilk defa tahkikat aşamasında ileri sürülen maddi ve manevi tazminat isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğinde olup, davacının bu talepleri ile ilgili olarak usulünce yapılmış ıslah talebi de söz konusu olmadığına göre, maddi ve manevi tazminat talebi artık incelenemeyeceğinden, bu hususun nazara alınmadan, davacı kadının maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı-