Davacı kocanın boşanma davası kabul edilerek boşanmaya karar verildiğine göre davada kendisini vekille temsil ettiren davacı koca yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davanın Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesi hukuki sebebine dayalı olması ve davalı kadının dava açılmasına sebebiyet verecek kusurlu davranışlarının bulunmaması gerekçesiyle davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davalının adres kayıt sistemine kayıtlı olan yerleşim yeri adresi ile davacının yerleşim yeri adresinin aynı olduğunun görüldüğü, kaldı ki davacı koca ile davalı kadın aynı iş yerinde de çalışmakta olup koca tarafından da davalının adresinin bilinmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre tebligat, kadının bilinen en son adresine yapılacağına göre davalıya yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı-
Dava, feragat nedeniyle reddedildiği halde, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6.maddesi gereğince, bu davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı kadın yararına vekalet ücreti takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiği-
Davacı, davasından feragat ettiğine göre, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken "esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar tesisinin usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği - Davacı, davasından feragat ettiğine göre, bu davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının davasının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesine rağmen davada kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazine adına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektireceği-
İkinci davanın, önceki boşanma davası sırasında 21.10.2008 tarihinde meydana gelen vakıaya dayanılarak açıldığı, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakimin, davanın açıldığı, tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve tayin edeceği, davacının ilk davanın devamı sırasında gerçekleşen ve davalının mahkumiyetiyle sonuçlanan hakaret hadisesine dayanarak bu ikinci davayı açtığına göre, dava açmakta haklı olduğu, bu durumda esası hakkında karar verilmemiş olan bu davada davacı (koca) yararına vekalet ücreti tayin ve takdiri ile yaptığı giderlerin davalıdan tahsiline karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece hüküm altına alınan ziynet eşyalarının kararın hüküm fıkrasında cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların infazda güçlük çıkarmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken (HMK.md.297/2); bu hususlar dikkate alınmadan, ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmeksizin yazılı şekilde hüküm verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı kadın tarafından açılan boşanma davası kabul edildiğine göre, kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmayıp, bozmayı gerektirdiği-