Taşınmaz kadastrodan önce de tapulu bir yer olup kadastro tespiti de tapu kaydına dayalı olarak yapıldığından ve Hazine’nin itirazı ile davalı hale geldiğinden bu süreç içerisinde taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin aralıksız- çekişmesiz ve malik sıfatıyla zilyetlik olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı; kadastro tutanağının hükmen kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar da davacıların yirmi yıllık kazanmayı sağlayan zilyetlik süresi bulunmadığı, bu nedenle bu parsele ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-

Davacı vekili, dava dilekçesinde; 608, 882, 1148 ve 1431 sayılı parsellerin İskan Kanunu gereğince maliklerine tahsis edildiğini, ¾ payın davacı vekil edeni F. F. Aru’ya, ¼ payının ise soyadı yazılı olmayan İ. oğlu M.’ya ait olduğunu, davalıların İ. ...