Miras bırakanın akit tarihinde hukuki ehliyete haiz olup olmadığı, ilgili tüm belgeler dosyaya getirtildikten sonra Adli Tıp Kurumunun ilgili ihtisas dairesinden alınacak raporla belirlendikten sonra oluşacak duruma göre karar gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davalarında husumetin tapu malikine yöneltilmesi gerekeceği-
Mahkemece yapılacak iş; davacının maliki olduğu parselin tapu kayıtlarını getirtmek, ma­hallinde yapılacak keşifte parselin üzerinde mevcut olan tek katlı ahşap ev de dikkate alı­narak davacıya parselde yol olarak iddia ettiği yeri göstermesinin istemek, ihtilaflı yer tam olarak belirlendikten sonra tarafların bildir­dikleri şahitleri HUMK.nun 258 maddesi hükmü gereği davet edip yine HUMK 259. maddesi hükmüne göre mahallinde dinlemek, yolun taraflar arasında mevcut özel bir yol mu, yoksa kamuya ait bir yol mu olduğu üze­rinde durmak, fen memuru bilirkişiden kroki­sinde ihtilaflı yeri, üzerinde mevcut olan evi göstermesini iddia ve savunma doğrultusunda araştırma yapıp karar verilmesinin gerekeceği-
Miras bırakan tespit sonrası öldüğünden taşınmazlar yönünden 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesinin uygulama olanağının olmadığı-
Muvazaa nedeniyle geçersiz sözleşmeye dayanılarak bir taşınmazın tapuda temliki yapılmışsa bu tescilin yolsuz bir tescil olduğu ve iptali gerekeceği, bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimsenin tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebileceği-
"Muvazaa" nedenine dayalı tapu iptali-tescil davalarında harç ve vekalet ücreti–
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün ondan temlik alınması nedeniyle, kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tesçil istemini içeren davanın genel mahkemelerde değil tüketici mahkemelerinde görüleceği–
«Hile» hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil davasının, hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekeceği–
«Muris muvazaası hukuksal nedeni»ne dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkin davalarda; sağlıklı, âdil ve doğru bir çözüme anlaşılabilmesinin, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir deyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu–