Mahkemece davanın esasına yönelik karar verildiğine göre, karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile asıl alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Dava dışı işçi .................tarihinde meydana gelen iş kazasında yaralanmış olup, bu tarih itibariyle dava dışı şirketin henüz tasfiye sonucu terkin edilmediği, tasfiye memurunca tasfiye işlemlerinin tüm hak ve borçlar dikkate alınarak yapılması gerekeceği, bu bağlamda önceki olay nedeniyle sonradan bağlanan gelire ilişkin rücuen alacak davasının, terkinden sonra açılmasının tasfiye memurunun işlemleri açısından sonucu değiştirmeyeceği, bu nedenle yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılması doğru olmayıp kararın bozulması gerekeceği-
Mahkemece, borçlu şirket yönünden, İİK'nin 193/2. maddesi uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla dava konusuz kaldığından, istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcının ve nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi gerekirken istihkak davasının esasının incelenerek karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Borçlunun dayanak bonodaki imzaya itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına ilişkin verilen kararın kesinleşmesiyle, takip iptal olmuş, dosyadaki hacizler de kalktığından, mahkemece, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve tarafların haklılık durumu dikkate alınarak yargılama giderlerinden hangi tarafın sorumlu olduğunun belirlenmesi gerektiği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 220'nci maddesine göre eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya ve mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerlerinin kişisel mal olduğu- Taraflar arasında ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda anlaşma mevcut ise paylaşımın bu anlaşmaya göre gerçekleşeceği- Ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda taraflar arasında anlaşma bulunmadığı takdirde yerel örf ve adetin varlığı iddia ve ispat edilirse bu kurala göre paylaşımın gerçekleştirileceği; aksi takdirde erkeğe ve kadına takılan/verilen ve ekonomik değer taşıyan her şeyin kural olarak kendilerine ait sayılacağı- Ne var ki takılar içinde karşı cinse özgü ( kadına ya da erkeğe özgü) bir şey varsa o cinse verilmiş sayılacağı- Ne var ki takılar içinde karşı cinse özgü ( kadına ya da erkeğe özgü) bir şey varsa o cinse verilmiş sayılacağı- Özgü olma konusunda çekişme varsa ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılması gerekeceği- Bilirkişi incelemesi sonucunda o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse o şey takılan/verilen eşe ait olacağı- Takı sandığı/torbasına konulan ekonomik değer taşıyan şeyin aidiyeti konusunda; konulan şey kadına ya da erkeğe özgü bir şeu ise o cinse verilmiş sayılacağı, o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse ortak kabul edileceği-
Davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine ............... tarihinde açılan ve bu tarihten itibaren devam eden iş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasının ve icra takibinin şirketin tasfiye nedeniyle terkin tarihinden önce açıldığı/başlatıldığının anlaşıldığı, davalı tasfiye memuru şirket aleyhine açılan dava ve davacı lehine tazminata hükmedilen karar ve bu kararın infazı için başlatılan takip bulunmasına ve söz konusu dava ve icra takibinden haberdar olmasına rağmen şirketi usul ve yasaya aykırı olarak tasfiyesine karar verdiği ve tasfiye nedeniyle şirketi sicilden terkin ettirdiği, davacının alacağın tahsili için şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, bu sebeple İlk Derece Mahkemesince dava konusu şirketin ihyasına ve tasfiye işlemleri için tasfiye memuru atanmasına karar verilmesinin ve tasfiye işlemlerinin usulsüz yapılması sebebiyle dava açılmasına davalı tasfiye memuru sebep olduğundan aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Takip talebinde davacının asıl alacak ve mahrum kalınan kar payı olmak üzere toplam talep ettiği ancak ödeme emrinde asıl alacak ve yeni alacak kalemi olmak üzere toplam alacak talep edildiği, bu nedenle ödeme emrinin açıkça takip talebine aykırı düzenlendiği davada; geçerli bir ödeme emri ile geçerli bir itirazın olduğundan söz edilemeyeceği, davacının ödeme emrinin yanlış düzenlendiğini ve bilebilecek durumda olması ve yeni ve doğru ödeme emri tebliğini isteme imkanı varken eldeki davayı açmakta kusurlu olduğu kanaatine varıldığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı ve 6325 sayılı HUAK'nın 18/a maddesinin 13. fıkrası ile 6100 sayılı HMK'nin 326. maddesi uyarınca arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye ödenmesine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece dava konusunun para ile belirlenebilir nitelikte olması nedeniyle nispi harca tabi olduğu nazara alınarak, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 27. ve 32. maddeleri gereğince harçların tamamlatılması için süre verilerek harcın tamamlanması halinde işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Takip tarihi, temlik tarihi ve şikayet tarihi dikkate alındığında, ................ A.Ş’nin takibe konu alacağını, davalı ...................Taşımacılık Oto Kiralama … Ltd. Şti.’ye 02/08/2017 tarihinde devir ve temlik ettiği, temlik eden davalı bankanın şikayet tarihinde takip alacaklısı olmadığı sabit olup tarafına husumet yöneltilemeyeceği gibi aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesinin ve yargılama giderlerine mahkum edilmesinin doğru olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince, HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilerek, birleşen davada borçlu ...............'in usulsüz tebligat şikâyeti dışındaki sair itiraz ve şikayetlerin; asıl dava dosyasında da şikayet dilekçesinde aynen tekrar edilmiş olduğu gerekçesi ile birleşen davada borçlu .............'in borca itiraz, zaman aşımı itirazı, takibe konu senedin sonradan doldurulduğuna ilişkin şikayet ile mükerrer takibin iptali talebi yönünden HMK'nin 114/1-ı maddesi gereği derdestlik nedeniyle birleşen davanın usulden reddine karar verildiği görülmekle birlikte, alacaklının davada kendini bir vekille temsil ettirdiği de gözetilerek, ilk derece yargılaması açısından birleşen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 11/3. maddesi uyarınca maktu tarife üzerinden alacaklı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-