Elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve manevi tazminat istekleri-
Şikâyet hakkı hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanılması halinde şikâyet edilenin kişilik değerlerine saldırı oluşacağı-
........... sitesinde yer alan ‘‘En Ermeni Karşıtı Ermeni, .................’’ başlıklı haber herhangi bir yorum yapılmadan aynen alındığından görünür gerçeğe uygun olup güncel olduğu ve yapılmasında kamu yararı ve toplumsal ilginin bulunduğu, bu durumda; dava konusu haberin güncel olduğu, toplumun bilgi edinme, basının haber verme hakkı kapsamında kaldığı, habere yönelik toplumsal ilginin bulunduğu, özle biçim arasındaki dengenin bozulmadığı, davacının kişilik haklarına bir saldırı bulunmadığı sonucuna varılarak, haberi, kaynağını açıklayarak doğrudan kaynaktan aldığı şekilde aktaran davalıların tazminat ile sorumlu tutulmasının yerinde olmadığı-
Manevi tazminat ceza niteliğinde olmadığından yayın yapacakları korkutmaması ve aynı zamanda davacının şan ve şöhretini koruyucu bir nitelik de taşıması gerektiği, mahkemece takdir edilen ...........TL manevi tazminat miktarının davacının şan ve şöhretini korumaya yeterli olduğu gibi basın özgürlüğünü engelleyici bir nitelik taşımadığı-
Olay tarihinde Ulusal çapta yayın yapan internet sitesinde reklam yapılan ürünle ilgili Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü Reklam Kurulunca söz konusu reklam hakkında reklamları durdurma cezası verildiği hususu sabit olup, davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığı-
Basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemi-
Davalı bankanın ibraz yükümlülüğünü yerine getirmeden, ödememe protestosunu çektirmesinin “haksız protesto” niteliğinde olduğu- Protesto sonrasında davacının Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’ne bildirildiği davalı bankanın da kabulünde olup “haksız protesto”, davalı bankanın beyanı üzerine yetkili noter tarafından düzenlendiğinden ve noterin senedin asıl borçluya ibraz yükümlülüğü ile ibrazın yapılıp yapılmadığını araştırma yükümlülüğü hususunda açık bir kanuni düzenleme bulunmadığı, bu hususun sadece özen yükümlülüğüne aykırılık teşkil edeceği gözetildiğinde, dava konusu ödememe protestosunun TTK. 721/1 gereğince yanlış kayıt içeren "sakat protesto" niteliğinde bulunduğu ve geçerli olduğu, bu geçerliliğin cirantalara, keşideciye ve diğer borçlulara karşı hamilin haiz olduğu hakların kaybolmamasını temin ve tedavül eden senede dayanan alacak hakkının korunması ve bu yönden çıkacak ihtilafların önlenmesi amacı taşıdığı da nazara alındığında, ödememe protestosunun kaldırılma şartlarının oluşmadığı- Bununla birlikte protestonun “haksız protesto” niteliğinde olması nedeniyle, zarara uğradığını iddia eden asıl borçlunun, davalı bankadan genel hükümler kapsamında tazminat talep etmesinin önünde de bir engel bulunmadığı- "TTK’da "sakat protestoya" sonuç bağladığı, ancak "haksız protestoya" bir sonuç bağlanmadığı, haksız protestonun aynı zamanda haksız fiil teşkil ettiği, bu nedenle davacının zararının tazminini talep edebileceği gibi, sürmekte olan saldırıya son verilmesini de talep edebileceği, bono ibraz edilmeden ödememe protestosu çekildiği için davacının ticari itibarı zedelendiği ve haksız protestonun söz konusu olduğu, zira bononun ibrazı zorunlu olup, noterin de ibrazın varlığını ve geçerliliğini saptama görevi bulunduğu, dolayısıyla haksız protestonun, "sakat protesto" olarak kabul edilemeyeceği, dolayısıyla ödememe protestosunun geçersiz olduğu ve kaldırılma şartlarının oluştuğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
8. HD. 10.03.2021 T. E: 2018/15398, K: 2134-
Basın ve yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat ve yayın istemlerine-
Davalı şirkete ait gazetenin ilgili sayılarında, Cumhuriyet Başsavcılığı görevini ifa etmekteyken tutuklanan davacı hakkında, görevi gereği yaptığı soruşturmalara atfen haberler yapıldığı, dava konusu haberlerin bir bütün olarak değerlendirilmesinde; haberin yapıldığı tarihte davacı hakkında herhangi bir suç isnadıyla soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlanmamış olduğu da dikkate alındığında, davacının görevi gereği yürütmüş olduğu soruşturmalarda yaptığı işlemlerde yasal olmayan yöntemler kullandığı da belirtilmek suretiyle gerçeğe uygun olmayan ithamlarla görevini kötüye kullandığı yönünde intiba uyandırılmak suretiyle hedef gösterildiği, öz ve biçim arasındaki dengenin bozulduğu, basın özgürlüğü sınırlarının aşıldığı ve bu şekilde hukuka aykırılık unsurunun gerçekleştiği açık olup, dava konusu haberlerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu-