Dava, uluslararası hava yolu taşımasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup 1999 tarihli Montreal Sözleşmesi mad. 22/2,5 ve TBK. mad. 58 gereğince; maddi tazminat isteminin kabulü, manevi tazmğinat isteminin ise, kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmetmek gerekirken tek bir vekalet ücreti takdiri cihetine gidilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, düzeltilerek onanmasının yeterli olacağı- 
Dava dışı eşi ile evli olduğunu bildiği halde, davalının yaşadığı iddia edilen ilişki sonucu kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davanın aile hukukuyla bir ilgisinin bulunmadığından, genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Mevcut delil ve emareler üzerine davacı hakkında "kaçak elektrik kullandığı"ndan bahisle kaçak elektrik tutanağı tutulmuş ve mevzuata uygun bir şekilde yapılan tespit neticesinde Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuş ve ceza mahkemesi tarafından davacı yargılanmış olduğundan, mahkemece; davalı tarafın, davacının kişilik haklarına yönelik bir eylemi ispat edilemediğine göre, davacı hakkında, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile, manevi tazminat talebin tümden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Manevi tazminat isteminin dayandırıldığı gazete nüshasında “İş adamlarında ‘yandaş iş adamı’ rahatsızlığı” başlığı altında yayımlanan haberin, iddiadan öteye geçmemesi ve gerçeklik unsuru taşımaması nedeniyle davacıyı yıpratmaya ve hedef göstermeye yönelik olduğu; davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, tazminat miktarının, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek düzeyde olacak şekilde belirlenmesi gerekeceği-
Haciz, davalı alacaklı şirketin isteği ile ise de, davacının işyerinde borçluya ait evrakın ve iplik çuvallarının bulunmasının açıklanamamış olması nedeniyle sonradan açılan istihkak davasının kazanılmış olmasına karşın haczin yapılması sırasında davacının da kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- İstihkak davasında da, davalı alacaklı şirket aleyhinde inkar tazminatına hükmedilmemiş olup haczin kasten zarar verme amacıyla yapılmamış olması, davacının borçlu şirkete ait evrakın ve iplik çuvallarının varlığını açıklayamaması nedenleri ile davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekeceği-  Davacının işyerinde yapılan muhafaza işleminde bölüşük kusurlu olmasından dolayı, TBK. mad. 52 uyarınca hüküm altına alınan maddi tazminat tutarlarından uygun bir indirim yapılması gerektiği-
Tazminat istemine ilişkin davada, takdir edilecek bedelin, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek düzeyde tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Davacı vekili, davalı tarafından faturaya dayalı alacağın tahsili istemiyle müvekkili aleyhine açılan davanın kesinleşen ilam ile reddedildiğini, müvekkili şirket aleyhine dava açılması suretiyle müvekkilinin itibarının zedelendiğini ileri sürerek, manevi tazminat talep etmişse de, davalının davacı aleyhine reddedilen dava nedeniyle kusurlu sayılabileceği ancak, dava açmanın hukuka aykırı olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Haksız şikayet nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkin davada, tarafların sıfatları, ekonomik ve sosyal durumları gözetildiğinde, davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminatın fazla olduğu-
TBK. mad. 58'e göre, davalının davacının eşi ile birlikte olması eyleminin, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemeyeceği-