Haciz, davalı alacaklı şirketin isteği ile ise de, davacının işyerinde borçluya ait evrakın ve iplik çuvallarının bulunmasının açıklanamamış olması nedeniyle sonradan açılan istihkak davasının kazanılmış olmasına karşın haczin yapılması sırasında davacının da kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- İstihkak davasında da, davalı alacaklı şirket aleyhinde inkar tazminatına hükmedilmemiş olup haczin kasten zarar verme amacıyla yapılmamış olması, davacının borçlu şirkete ait evrakın ve iplik çuvallarının varlığını açıklayamaması nedenleri ile davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekeceği-  Davacının işyerinde yapılan muhafaza işleminde bölüşük kusurlu olmasından dolayı, TBK. mad. 52 uyarınca hüküm altına alınan maddi tazminat tutarlarından uygun bir indirim yapılması gerektiği-
Tazminat istemine ilişkin davada, takdir edilecek bedelin, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek düzeyde tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Davacı vekili, davalı tarafından faturaya dayalı alacağın tahsili istemiyle müvekkili aleyhine açılan davanın kesinleşen ilam ile reddedildiğini, müvekkili şirket aleyhine dava açılması suretiyle müvekkilinin itibarının zedelendiğini ileri sürerek, manevi tazminat talep etmişse de, davalının davacı aleyhine reddedilen dava nedeniyle kusurlu sayılabileceği ancak, dava açmanın hukuka aykırı olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Haksız şikayet nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkin davada, tarafların sıfatları, ekonomik ve sosyal durumları gözetildiğinde, davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminatın fazla olduğu-
TBK. mad. 58'e göre, davalının davacının eşi ile birlikte olması eyleminin, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemeyeceği- 
Davaya konu programda söylenen sözler, eleştiri niteliğinde olup davalının değer yargısını içermekte olduğundan, konuşmanın bütünü değerlendirildiğinde kullanılan ifadelerin, kişilik haklarına saldırı niteliğinde kabul edilemeyeceği-
Davalının "terbiyesizler, şerefsizler"  şeklindeki beyanları nedeniyle hakaret suçundan cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmış olup, bu beyanları, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
"Davacının banka hesabına Vergi Dairesinin e-haciz yazısına istinaden bloke konulduğu, banka ile hesap sahibi davacı arasında düzenlenen rehin sözleşmesi uyarınca davalı bankaya, borç devam ettiği sürece bloke koyma yetkisini tanındığı, bu durumda bloke işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı, blokenin sözleşme ve yasalara uygun olduğu, davacının talebi üzerine USD hesabının "TL"ye çevrilerek davacı borcunun kapatıldığı, bloke konulan dışında kalan bakiyenin davacıya ödendiği, vergi mahkemesi tarafından verilen haciz işleminin iptaline ilişkin kararın, davalı Banka'ya ulaşması üzerine bloke işleminin kaldırılarak hesapta bulunan bakiyenin davacıya ödendiği, davacının döviz hesabında bulunan meblağa bloke konulduğu tarihten, blokenin kaldırıldığı tarihe kadar davalı Banka tarafından aynı tür mevduatlara uygulanan faiz oranının uygulandığı, bu durumda geç ödemeden dolayı davacının maddi zararının bulunmadığı, davalının eyleminin haksız fiil olarak değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla manevi tazminat şartının oluşmadığı" gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
TBK. mad.58. uyarınca, davalının, davacının dava dışı eşinin evli olduğunu bilmesine rağmen onunla duygusal birliktelik yaşayarak evliliğinin bitmesine neden olmasının, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemeyeceği-
TBK. mad.58. uyarınca, davalının, davacının dava dışı eşinin evli olduğunu bilmesine rağmen onunla duygusal birliktelik yaşayarak evliliğinin bitmesine neden olmasının, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemeyeceği-