İstifa dilekçesi ve ibraname ile kendi isteğiyle işten ayrılan ve istifa beyanının irade fesadı altında düzenlendiği usulünce ispat edilemeyen davacı işçinin, kıdem tazminatına hak kazanamayacağı- İbranamede miktar belirtmeksizin genel tatil ücretlerinin tamamını aldığı belirtilmiş ise de davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde davacının herhangi bir genel tatil çalışmasının olmadığı beyan edildiğinden ibranamenin bu yönüyle savunma ile çeliştiği; genel tatil ücreti alacağı yönünden anılan ibranameye değer verilemeyeceği-
Sözleşme ile işverenin fesih yetkisi işçi lehine sınırlandırılmış olup işverence gerçekleştirilen fesih haklı nitelikte olmadığına göre, asgari sürenin bitiminden önce iş sözleşmesinin feshinin haksız bir fesih olduğunun kabulü ile öngörülen cezai şart tazminatı talebinin değerlendirilmeye tabi tutulması gerektiği-
Davalı tarafından sunulan, davacının imzasını havi ve davacı tarafından imza inkarında bulunulmayan, hile, tehdit ve ikrah yoluyla imzalatıldığı davacı tarafından ispat edilemeyen, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacakları açısından davalı savunması ile çelişmeyen, iş sözleşmesinin feshinden sonra imzalanan ve tüm bu nedenlerle geçerli olan ibra sözleşmesi (ibraname) gereği, fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücreti taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı vekiline ıslah dilekçesini açıklaması, hangi alacağı ne miktarda arttırdığını açık bir şekilde belirtmesi için süre verip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı işveren ibraname savunmasına dayanarak talep konusu işçilik alacaklarının yerinde olmadığını ileri sürmüş olup sunulan ibranamenin irade fesadı altında alındığı kanıtlanamadığı gibi savunma ile de çelişmediğinden ibranameye değer atfedilerek davacının fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının reddi gerektiği-
818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde tanzim edilen ve miktar içermeyen, davalı savunmasıyla çelişmeyen ve irade fesadı halleri de ispatlanmayan ibranamenin geçerli olduğu-
Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamının taraflarca belirleneceği; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belgenin taraflar ve arabulucu tarafından imzalanacağı- Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebileceği, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesinin, asıl uyuşmazlık hakkındaki görev ve yetki kurallarına göre belirlenecek olan mahkemeden talep edilebileceği- Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesinin, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebileceği ve bu şerhi içeren anlaşmanın, ilam niteliğinde belge sayılacağı- İcra edilebilirlik şerhinin verilmesinin, çekişmesiz yargı işi olduğu ve buna ilişkin incelemenin dosya üzerinden de yapılabileceği- Arabuluculuğa elverişli olan aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda incelemenin duruşmalı olarak yapılacağı- Bu incelemenin kapsamının anlaşmanın içeriğinin arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olduğu- Anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi için mahkemeye yapılacak olan başvuru ile bunun üzerine verilecek kararlara karşı ilgili tarafından istinaf yoluna gidilmesi hâlinde, maktu harç alınacağı- Taraflar anlaşma belgesini icra edilebilirlik şerhi verdirmeden başka bir resmî işlemde kullanmak isterlerse, damga vergisinin de maktu olarak alınacağı-
İbranamede fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları için herhangi bir miktar belirtilmediğinden yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının fazla çalışma ile ulusal bayram genel tatil ücret alacaklarının hesaplanması, varsa bu alacaklara ilişkin ödemelerin hesaplanan alacaklardan mahsup edilerek davacının fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil alacağı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği-
Davacı ibranameye karşı bir beyanda bulunmadığı gibi ibranamenin irade fesadı altında imzalatıldığına dair bir itiraz da ileri sürmediğinden ibranamenin kıdem ve ihbar tazminatı yönünden makbuz hükmünde olduğu, belirtilen miktarlar ile sınırlı olarak geçerli olduğu; mahkemece kıdem ve ihbar tazminatı hesabından bu miktarların mahsup edilmesi gerektiği- 
9. HD. 13.04.2016 T. E: 2015/1705, K: 9326-
İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılmasının şart olduğu, aksi takdirde ibranamelerin kesin olarak hükümsüz olacağı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor