Müşteki borçluların dayandığı tüketici mahkemesince verilen tedbir kararının, ödemelerin durdurulması niteliğinde olduğu, bu kararın icra takibi yapılmasına mani olmayacağı-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Taraflar arasındaki menfi tesbit davası-
Ortakların, kooperatif ile ya da birbirleriyle olan davalarında, H.U.M.K. 17 (6100 sayılı HMK.’ nın 14/2.) maddesi gereğince kooperatifin merkezinin bulunduğu yer merkezinin, yetkili olacağına ilişkin hüküm, kamu düzenine ilişkin ve kesin yetki kuralı olduğundan, İ.İ.K. 72/son madde hükmünde yazılı yetki kuralının, bu yetki kuralını bertaraf edecek bir düzenleme olmadığı-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Davanın, davalı tarım kredi kooperatifinin başlattığı ilamlı icra takibine esas senette kefil sıfatıyla ismi bulunan davacının imzanın kendisine ait olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olduğu, Mahkemece, dava devam ederken değişen mevzuat gereği davacının borçtan sorumluluğu ortadan kalktığından davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davacının ilam niteliğindeki belgedeki imzayı inkar edemeyeceği gerekçesiyle davayı açmakta haksız olduğu ve bu sebeple yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiğine karar verildiği- Açılan iş bu dava, icra mahkemelerinin sınırlı inceleme yetkisi kapsamında olmayıp, genel mahkemede açılan menfi tespit davası olduğundan, dava tarihinde davacının dava açmakta haklı olup olmadığı hususları tartışılarak, gerekirse imza incelemesi yaptırılarak oluşacak uygun sonuç dairesinde vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hangi tarafa yükleneceğinin belirlenmesi gerektiği-
Menfi tespit konulu ilamın anılan maddeler karşısında kesinleşmeden takibe konulabilmesinin olanaklı olmadığı, menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse de yasa gereği bu tür ilamların icrası için kesinleşme şartının aranmasının gerekeceği-
Davalı tarafça ön inceleme safhasında dava kabul edilmiş ve davalının bu beyanına göre ilk celse deliller toplanmadan davanın kabul edilmesine göre davacı yararına vekalet ücreti belirlenirken karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6.maddesi dikkate alınmadan karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Borçlunun icra müdürlüğünün yaptığı hesaplamanın hatalı olması nedeniyle kendisinden fazla para tahsil edildiğinden bahisle ilama aykırı hesaplamanın iptali ile fazla ödenen kısmın iadesine karar verilmesini icra mahkemesinden isteyebileceği-