Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit-bono iptali davasında, asıl dava ve birleşen davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına hükmolunduğundan davalılardan ..... yararına asıl ve birleşen davada ayrı ayrı olmak üzere hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca hesaplanacak nisbi vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olacağı-
Davacı tarafın, takip dosyası üzerinden kendisine gönderilen yenileme emri üzerine menfi tesbit davası açtığı ve icra mahkemesine şikayet yoluyla yenileme emrinin iptalini istediği, icra mahkemesince davanın reddedildiği, ve temyiz edilen kararın kesinleşip kesinleşmediğinin anlaşılamadığı, çıkarılan yenileme muhtırasının iptali halinde davacının bu davayı açmakta hukuki yararının sona ereceği, bu nedenle dava sonucunun beklenmesinin gerektiği-
Davalı tarafın dosyaya sunduğu satım ilişkisine konu ikinci partiyi oluşturan 350 adet sandalyenin davacıya teslimine dair ve içeriğinde “mal yerinde teslim edilmiştir, irsaliye düzenlenmemiştir.” şerhini barındıran fatura örneği üzerinde durulup inceleme yapılarak karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık, teminat altına alınan kredi borcunun tamamen ödenip ödenmediği, kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumluluğu ilkesi uyarınca ödeme yapıp yapmadığı, dolayısıyla dava konusu senedin teminat fonksiyonunu devam ettirip ettirmediği noktalarında toplanmakta olduğundan kredi borcuna karşılık bir kısım ödeme yapılmış ise de bu ödemelerin kimin tarafından yapıldığı ve davacının kefaletinin teminatı olarak verilen bononun akibeti konusunda araştırma ve inceleme yapılmasının gerekeceği-
Menfi tespit davasında; kefaletin fer’iliği ilkesi uyarınca, dava açıldıktan sonra yapılmış olan asıl borca ilişkin protokol ve bu protokole göre yapılan ödemeler gözetilerek, sonucuna göre davacı kefilin borç miktarının tesbiti gerekeceği-
Davacı faydalı masrafları isteyemese de taşınmazın davalı tarafından satıldığı tarihte faydalı masraflar nedeni ile kiralanandaki değer artışı gözetilerek bu artışı isteyebileceğinden mahkemece ek rapor alınarak ya da konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu ile yerinde yeniden keşif yapılmak sureti ile, taşınmazın satıldığı tarihte davacı tarafından yapıldığı kabul edilen faydalı masraflarla birlikte gerçek değeri ile faydalı masraflar dikkate alınmaksızın taşınmazın değeri belirlenmeli, bu şekilde elde edilecek değerler arasında bir fark meydana geldiğinde bunlar birbirine oranlanmalı, böylece davacı kiracının yaptığı imalatların bedele yansıma miktarı bulunarak bu miktara hükmedilmeli, eğer faydalı masrafların yapılmış olması hali ile yapılmamış olması halinde belirlenen değerler arasında bir fark bulunmuyorsa davalının sebepsiz zenginleşmesinin olmadığı kabul edilerek dava reddedilmesi gerektiği-
İcra takibine konu olan çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasına dayanan menfi tespit talebi ile ilgili hazırlık soruşturmasında alınan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilemeyeceği; davaya konu çekin keşide tarihindeki şirketi temsile yetkili kişinin keşide tarihinden önceki tarihli imza örnekleri getirtilip huzurda imza örnekleri de alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasında yetkili mahkemenin genel hükümlere göre tayin edileceği-
İhtiyati tedbir kararı ile icra takibinin durdurulduğu anlaşıldığından alacağını geç almış bulunmaktan doğan tazminatın alacaklı lehine takdiri gerekeceği-
Davacılar vekilinin mahkemeye sunduğu borca itiraz dilekçesinde ödemelerden sonra kalan bir miktar borcun kabul beyanının açılan menfi tespit davasında davacıları bağlayacağı-