Davacının icra takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespiti sonucuna varılmış olmakla, haksız yere depo edildiği anlaşılan bedelin davacıya ödenmesine ve hüküm yerinde, ayrıca depo edilme tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine de karar verilmesi gerektiği-
Davacı abonenin, aboneliğin bulunduğu adresi, "hangi amaçla" kullandığının usulüne uygun araştırılması gerektiği; avukatlık bürosu olarak kullandığı tespit edilir ise davaya bakmak için genel mahkemelerin görevli olacağı-
Kurumca düzenlenen ödeme emrinin iptaline ilişkin davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine karşı dava açma süresinin 7 gün ile sınırlandırmış olduğu; itiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu ve hak düşürücü sürenin, niteliği itibariyle sonuçlarını kendiliğinden meydana getireceği ve re'sen gözönünde tutulması gerektiği- Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak açılacak bu dava “menfi tespit” niteliğinde olup,“böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeninin ileri sürülemeyeceği- Davacıya dava dışı borçlu şirketin Kurum'a olan prm, İSP ve damga vergisi borçlarının tahsili amacıyla şirketin yöneticisi ve ortağı sıfatıyla ödeme emirleri ile takip başlatıldığı, ödeme emirlerinin bizzat davacıya tebliğ edildiği, dosyada dava dışı borçlu şirkete ilişkin ticaret sicil bilgileri mevcut bulunmadığı ve şirketin Kuruma olan borcu bakımından davacının üçüncü kişi konumunda olup olmadığı anlaşılamadığı görüldüğünden, mahkemece, dava dışı borçlu şirkete ilişkin ticaret sicil bilgilerinin getirtilerek, gerektiğinde şirkete ait karar defterinin de getirtilerek, davacının şirket yöneticisi veya ortağı olup olmadığının araştırılması, davacının şirket yöneticisi veya ortağı olduğunun tespiti halinde, 7 günlük hakdüşürücü süre içerisinde açılmadığından davanın reddine karar verilmesi; yönetici veya ortak olmadığının anlaşılması halinde, diğer bir deyişle davacının şirketin Kuruma olan borcu bakımından davacının "üçüncü kişi" konumunda olduğunun anlaşılması halinde, dava nitelikçe menfi tespit davası olacağından, işin esasına girilerek, davacının zamanaşımı def'i doğrultusunda ödeme emirlerinin zamaşımına uğrayıp uğramadığını araştırılması gerektiği-
İşe girişte veya akit devam ederken işverene verilecek olası zararlar için işçiden alınan teminat senetlerinin iptalinde İş Mahkemelerinin görevli olduğu- İşçi aleyhine yapılan icra takiplerinde dayanak senetlerin teminat olduğunun ve icra takibinin kötüniyetle yapıldığının tespiti halinde işçi yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği-