«Malen» kaydını taşıyan senet karşılığında, davalı alacaklının ‘davacıya «nakit para» verdiğini’ belirtmesi halinde, davacı borçludaki alacağını (miktarını) davalının kanıtlaması gerekeceği–
Kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan olumsuz tespit davasının kredi kartı sözleşmesini düzenlemiş olan banka şubesinin bulunduğu yerde görülebileceği–
«Nakden» kaydını taşıyan bononun, davalı-alacaklı tarafından «mal bedeli karşılığında» düzenlendiğinin ileri sürülmesi halinde, bu hususu isbat yükünün davalı-alacaklıya düşeceği–
Davacı yazılı bir belgeye dayanmadığına göre dava dilekçesinde “v.s delil” denmek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya, davalıya yemin teklifinde hakkı olduğu hatırlatılıp sonucuna göre bir hüküm tesisinin gerekeceği-
Kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin, yazılı olmasına ve kefalet limitinin belirlenmesi koşuluna bağlı olduğu, ancak kefalet limiti açıkça gösterilmemiş olsa bile -12.4.1944 tarihli İçt. Bir. K. uyarınca- sözleşme içeriğinden sorumluluk limitinin anlaşılması halinde, kefalet sözleşmesinin geçerli olacağı- (Not: Kefalet sözleşmesinin geçerliliği değerlendirilirken (şimdi) TBK. mad. 583'teki şartlara bakılması gerekeceği)
Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmaması halinde aylık kira bedelinin ne kadar olduğunun ispat yükünün davalı kiralayana ait olduğu–
İİK 72/son hükmünün «özel» ve «mutlak yetki» kuralı olduğu- olumsuz tespit (ve geri alma) davalarının mutlaka «icra takibinin yapıldığı yerde» veya «davalının ikametgahının bulunduğu yerde» açılabileceği (bu gibi yerler dışında «yetki sözleşmesinde belirtilen yerde», «haksız fiilin yapıldığı yerde «hata», «hile»nin, «ikrah»ın, «sahtelik»in yapıldığı yerde açılamayacağı gibi, yetkili mahkemenin HUMK. 10’a (şimdi; HMK. 10'a), BK. 73’e (şimdi; TBK. mad. 89) göre de belirlenemeyeceği)- İİK. 72/son hükmünün, icra takibinden önce ya da sonra açılan tüm olumsuz tespit (ve geri alma) davalarını kapsadığı–
Ehliyetli bir kişi için hile ya da hata sayılmayan bir oluşumun yaşlı olan kişiler için kandırıcı sayılabileceği, bir neden yokken zengin bir kişinin fakir bir kişiden yüksek miktarda bir parayı ödünç almasının her zaman rastlanır olaylardan olmadığı–
İşletmesi ile ilgili olsa dahi, çek hâmilinin aldığı çekleri işletmesinin ticari defterlerine kaydetmemiş olmasının çeklerin geçerliliğini etkilemeyeceği– NOT: 6102 sayılı yeni TTK.'ndan önceki dönemde "ticari defterlerle ispat" konusunda yapılmış olan aşağıdaki açıklamalar, yeni TTK.'ya önceki (6762 sayılı) TTK.'nun 82 vd. maddelerinde yer almamışsa da, aynı konu yeni 6100 sayılı HMK.'nun "ticari defterlerin ibrazı ve delil olması" başlıklı 222. maddesinde yeniden düzenlenmiş olduğundan, bu yeni düzenlemede yürürlükten kalkmış olan önceki 6762 sayılı TTK.nun 83. maddesinde bulunan "tamamlayıcı yemin"e yer verilmemiş bulunduğundan; bundan böyle ticari defterlere ilşkin önceki açıklama ve içtihatlar HMK. nun 222. maddesi çerçevesinde -"tamamlayıcı yemin"e başvurulmaksızın- geçerliliğini sürdürecektir.